
Esas No: 2016/17419
Karar No: 2017/8464
Karar Tarihi: 14.11.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17419 Esas 2017/8464 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 05.09.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ... Üzeke geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalının 2350 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/3 hisseyi 11.06.2014 tarihinde satın aldığını, dava konusu payın satış bedelinin önalım hakkını engellemek amacıyla resmi senette 500.000,00 TL olarak gösterilmek suretiyle davalıya satıldığını, gerçek satış bedelinin 200.000,00 TL olduğunu iddia ederek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, resmi senette gösterilen satış bedelinin gerçek satış bedeli olduğunu, yüklenici olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir.
Somut olayda, 2350 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/3 pay 11.06.2014 tarihli satış ile davalıya 500.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 200.000,00 TL"ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Bilirkişi heyetinin 11.05.2015 ve 16.02.2016 tarihli raporunda 1/3 hissenin değerinin 314.814,02 TL olduğu saptamıştır. Mahkemece davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Emsal satışlar ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacıların muvazaa iddiasına itibar edilemez.
Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payların tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK’nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davalı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.