4. Hukuk Dairesi 2013/12253 E. , 2014/7236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2012
NUMARASI : 2011/173-2012/258
Davacı Işık Davas vekili Avukat F.. E.. tarafından, davalı Z.. M.. aleyhine 22/04/2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, sıra cetveli yapacak icra müdürlüğüne banka hesabına konulan haczin bildirilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı eşi ile boşandıklarını, tazminat ve nafaka alacağı için icra takibi başlatıldığını ve eski eşinin davalı banka nezdinde bulunan hesabına haciz şerhi konulduğunu, eşine karşı diğer alacaklılarca başlatılan başka icra takipleri de olduğunu, davalı bankanın sıra cetveli yapacak olan icra müdürlüğüne davacı tarafından konulan haczi bildirmemesi üzerine hesaptaki paranın tümünün dava dışı alacaklıya ödendiğini ve nafaka alacağının tahsili imkanı kalmadığını iddia ederek uğranılan zararın davalıdan tazminini talep etmiştir.
Davalı, haciz işleminden sonra bir yıllık süre geçtiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının en geç bir yıl içinde Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü"nün 2010/369 Esas sayılı dosyası üzerinden haciz yenilemesi talebinde bulunması gerektiği ancak İİK"nın 78/2. maddesi gereğince haciz isteme hakkının düştüğü dolayısıyla davalı bankanın sıra cetveli yapacak icra dairesine bildirim yükümlülüğü kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 106/1. maddesine göre; alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir.
Davaya konu olayda; haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil banka hesabına konmuştur. Her ne kadar alacak ve para menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından İİK."nun 106. ve 110. maddeleri uygulama alanı bulamayacaktır. Yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından İİK."nun 106. maddesinde menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak
kıyasen uygulanması gerekmektedir. Davacı alacaklının başvurusu üzerine icra müdürlüğü davalı bankaya 05/02/2010 tarihinde dava dışı eşin davalı banka nezdinedeki hesabına haciz şerhi konulması için müzekkere yazmış, banka tarafından 09/02/2010 tarihli yazı ile hesap üzerine haciz konulduğu bildirilmiştir. Sonrasında davacı vekili 06/01/2011 tarihli talebi ile hesap üzerindeki haciz nedeniyle paranın dosyaya ödenmesi konusunda bankaya tekrar müzekkere yazılmasını talep etmiş, icra müdürlüğü 12/01/2011 tarihinde hesaba zaten haciz uygulandığı gerekçesiyle haciz nedeniyle hesaptaki paranın borçluya ödenmesi konusunda bankaya müzekkere yazılması talebinin reddine karar vermiştir.
Şu halde; davacı süresi içerisinde haczedilen paranın dosyaya gönderilmesi için talepte bulunmuş olup alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirildiği görülmektedir. Öte yandan davacı nafaka alacağı yönünden öncelik hakkına sahiptir ve İİK/106. maddesi gereği yapılan haciz işlemi de düşmemiştir, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.