Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17138
Karar No: 2017/8462
Karar Tarihi: 14.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17138 Esas 2017/8462 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/17138 E.  ,  2017/8462 K.

    "İçtihat Metni"



    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.11.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 14749 parsel ve 2210 ada 7 parsel sayılı taşınmazı davalıdan 17.10.2012 tarihli 35367 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satışı vaad edilen taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
    Davalı vekili, satış vaadi sözleşmesinin teminat amacıyla yapıldığını bedelin gerçekte ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcunu isteyebilir.
    Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığı düşünülemez.
    Somut olayda; Mahkemece, davacı tarafça satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil davası açılmış ise de, dosya kapsamına alınan alacaklı ... ile borçlular arasında düzenlenen 10.10.2012 tarihli protokol Mahkemesi"nin 2014/495 E., 2015/861 K. sayılı dosyası ile beyanları alınan tanıkların beyanlarından satış vaadi sözleşmesinin davalının eşi davacıdan almış olduğu borcun teminatı amacıyla düzenlenmiş olduğu, gerçekte bir satış, para alış-verişinin olmadığı, taşınmazların davacıya teslim edilmediği, taşınmazların halen davalının tasarrufunda bulunduğu anlaşılmış, bu anlamda söz konusu satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu, yine satış vaadi sözleşmesinin teminat amaçlı olarak düzenlenemeyeceği dikkate alınarak davacı tarafından açılan davanın haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava konusu 2210 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapuda 1/2 paylı olarak davalının annesi ve babası kayıtlı olduğu, 14749 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalının babasıadına kayıtlı olduğu, eraset ilamından davalı dışında mirasçısı bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre satış vaadine konu taşınmaz elbirliği mülkiyeti rejimine tabidir. Taşınmazda miras şirketini oluşturan malikler, elbirliği hükümleri uyarınca maliktir. Davanın, sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçelerle reddi doğru değildir. Ancak, hüküm sonuç itibarı ile doğru olduğundan HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek düzeltilmesine ve kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK hükmün bu gerekçe ile ONANMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    14.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi