20. Hukuk Dairesi 2015/16728 E. , 2017/8187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada verilen 05/11/2015 tarihli tavzih kararının Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Çekişmeli ... Köyü 154 ada 185 parsel 1993 yılında yapılan kadastro sırasında 472 hektar 4737 m2 yüzölçümünde orman niteliğiyle tesbit edilmiş gerçek kişilerin açtığı orman tahdidine itiraz ve tescil davaları nedeniyle malik hanesi boş bırakılmıştır.
Davacılar taşınmaz bölümlerinin kendi kullanımlarında olduğu iddiası ile tespite itiraz etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 07/06/2002 tarihli fen bilirkişi raporunda 2455 m2 olarak işaretli yerin davacı ... ve ... adına; 04/06/2002 tarihli raporda 807.69 m2 olarak işaretli yerin ... adına; 22/06/2002 tarihli raporda 185/1 ile gösterilen 1059.02 m2 yerin ... adına; 27/02/2003 ve 14/01/2003 tarihli raporda M1 (5436 m2) ve M5 (54.33 m2) işaretli yerin ... ...; L3 (3760 m2) işaretli yerin ...; J3 (4292 m2) işaretli yerin ... ... adına; 27/02/2003 ve 14/01/2003 tarihli raporlarda F3 (1521 m2) ve F4 (1554 m2) işaretli ... mevkili yerlerin ... mirasçıları adına; 04/06/2002 tarihli raporda A1 (5970 m2), A2 (1184 m2), B1 (1382 m2), C (3358 m2) ve D (12044 m2) işaretli yerlerin ... ... adına tesciline; .. ... B2 (185 m2) işaretli bölüme yönelik davasının feragat nedeniyle reddine; yine davacılar ... ..., ..., ... ..., ... ve ... ..., ..., ..., ... tarafından açılan 04/06/2002 ve 07/06/2002 tarihli bilirkişi raporlarında işaretli bölümler hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2008/3-772 sayılı kararıyla “...1) Orman Yönetimi ve Hazinenin, ... ... adına tescile karar verilen ve 04/06/2002 tarihli krokide A1- A2- B1-C ve D işaretli bölümlere yönelik temyiz itirazları bakımından; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tescil istemiyle dava açılan çekişmeli taşınmazların eski tarihli resmi belgelerin yöntemince yerine uygulanması sonucu orman sayılmayan yerlerden oldukları, kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinmeye ilişkin 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde aranan şartların davacı yararına gerçekleştiği gibi, davacı tarafından bu bölümlerin orman sınırı içine alınması nedeniyle açtığı orman kadastrosuna itiraz davalarının kabulüne karar verilerek 20. Hukuk Dairesinin 1996/9736- 9737- 9739- 9740 Esas sayılı kararlarıyla onandığı belirlenerek hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, Orman Yönetimi ile Hazinenin çekişmeli 185 sayılı parselin 04/06/2002 tarihli raporda A1, A2, B1, C ve D işaretli bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümlere yönelik hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacılardan ..."nın 05/06/2002 tarihli bilirkişi krokisinde 185/U (1531 m2) , 185/Ş (687m2) , 185/R (81 m2) ve 185/V (152 m2) işaretli taşınmaz bölümlerine; ... mirasçılarının 07/06/2002 tarihli krokide (A) ile işaretli 2393 m2 taşınmaz bölümüne; ... ... mirasçılarının 05/06/2002 tarihli krokide (J), (L), (M) işaretli sırasıyla 8995 m2, 7706 m2, 9971 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazların 6831 Sayılı Yasanın 17/1-2. maddesine göre orman içi açıklık niteliğinde olduğu ve yasa gereği orman sayıldıkları için zilyedlik yolu ile kazanılmasına imkan bulunmadığı gözönünde bulundurularak temyize konu taşınmaz bölümleri hakkında davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümlere yönelik hükmün onanması gerekmiştir.
3) Orman Yönetimi ve Hazinenin, davacılar adına tescile karar verilen taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; (1 nolu bentte yazılı Musa Karakuş adına tescile karar verilenler dışında) çekişmeli taşınmazların her birinin orman içi açıklık niteliği olduğu anlaşılmaktadır. 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2 Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez. Bu nedenle, bu taşınmaz bölümlerine
yönelik davaların reddi gerekirken özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacılar ... ve ... Dairemizce onanmasına karar verilen taşınmaz bölümlerine ilişkin mahkeme kararına esas alınan kroki ile yörede yapılan 22-a çalışmaları sonucunda oluşan sınırların örtüşmediği gerekçesiyle tescilinin yapılamadığı ve bu sebeple bu bölümlerin tescili amacıyla mahkeme kararının tavzihi talebinde bulunmuş, mahkemece tavzih kararının maddi hatalardan kaynaklanan sebeplerden istenebileceği, kararın içeriğine ilişkin ve esasına etki edebilecek işlemlerde söz konusu olmayacağı ve sorunun asliye hukuk mahkemesinde çözümlenebileceği gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hükmün tavzihi talebine ilişkindir.
Yörede 02/10/1990 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ile 1993 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 23/10/2017gününde oy birliği ile karar verildi.