Esas No: 2019/1528
Karar No: 2021/2330
Karar Tarihi: 23.03.2021
Silahlı terör örgütüne üye olma - Silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/1528 Esas 2021/2330 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
17.08.2016 (Sanıklar ..., ...)
19.08.2016 (Sanıklar ...)
19.09.2016 (...)
21.12.2016 (Sanık ...)
Hüküm : Sanıklar ... ve ... yönünden TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK’nın 53/1-2-3, 58/9-6 ve 63. maddeleri uyarınca,
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/9-6 ve 63. maddeleri uyarınca,
Sanık ... yönünden TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK’nın 221/4-son 62, 221/5, 53/1-2-3, 58/9-6 ve 63. maddeleri uyarınca,
mahkûmiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine
Sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden 220/7-1. Cümle yollamasıyla TCK’nın 314/2. 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK’nın 220/7-2. cümle, 62, 53/1-2-3, ve 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmünden “220/7-1. cümle” yollamasının çıkarılarak yerine “314/3 ve 220/7 yollamasıyla” ibaresinin eklenilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden kurulan mahkumiyet hükümleri kaldırılarak CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca sanıkların beraatlerine
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine
Sanık ... yönünden CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine
Şener, ... ve sanıklar müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı (Sanıklar ..., ..., ..., ...,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
İlk Derece Mahkemesi tarafından 28.11.2017 tarihinde sanıklar ... ve ... hakkında mahkumiyet hükümleri kurulduğu, söz konusu kararın İlk Derece Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanıklar ve müdafileri tarafından istinafa konu edildiği, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 24.04.2018 tarihinde bu hükümler yönünden esastan ret kararı verildiği, kararın verildiği tarih itibariyle esastan ret kararının, CMK’nın 286/2-a maddesi uyarınca kesin nitelikte ve temyizi kabil olmayan kararlardan olduğu, ayrıca 24.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında yapılan değişiklik ile daha önceden kesin olarak verilen bu hükümlerin sanıklar lehine olmak üzere sanıklar ve müdafileri açısından temyizi kabil hale getirildiği; ancak, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının aleyhe temyiz hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının anılan sanıklar yönünden temyiz isteminin CMK"nın 298/1. maddesi gereğince REDDİNE,
Hükmedilen cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından duruşmalı inceleme istemlerinin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Başkaca temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
I-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan verilen mahkumiyet kararları 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince temyizi kabil hale geldiği anlaşıldığından temyiz talebi süresinde kabul edilmiş, sanık ... ... yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanığın beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... bakımından yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; sanık ... ve sanıklar müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle beraate ve mahkumiyete ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
II-1- Sanıklar ..., ... ve ... yönünden yapılan incelemede,
Sanıklar hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan verilen mahkumiyet kararları 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi gereğince temyizi kabil hale geldiği anlaşıldığından temyiz talebi süresinde kabul edilmiş,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve sanık müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde TCK’nın 314/2 maddesi uyarınca belirlenen 5 yıl hapis cezasından TCK’nın 220/7. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapıldıktan sonra sanığın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilip sonrasında 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak 1 yıl 18 ay hapis cezasına, daha sonra da TCK 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim uygulanıp 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmolunması
gerekirken yazılı şekilde 2 yıl 1 ay hapis cezası hükmolunması suretiyle sanıklar hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeple BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK"nın 303/1-f maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanıklar hakkındaki hüküm fıkralarından "2 yıl 1 ay” ibarelerinin çıkartılarak yerine “1 yıl 13 ay” yazılmak suretiyle,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanık ...’nın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamış, sanıklar ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uygulanarak tayin edilen 7 yıl 15 ay hapis cezasından TCK"nın 62. maddesi uyarınca da 1/10 oranında indirim yapılması esnasında sonuç cezanın 7 yıl 5 ay 3 gün hapis cezası olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde 6 yıl 17 ay 3 gün olarak hatalı hesaplanması suretiyle eksik ceza tayini ile sanık ... hakkında ...’un sanığın ilahiyat fakültesinden sorumlu olduğuna, tanık ...’ın ise örgütsel toplantılarda hocalık yaptığına dair beyanları bulunmasına karşın alt sınırdan hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
a-Terör örgütü üyesi olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında doğrudan ve yalnızca TCK’nın 58/9. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, uygulama maddesi olarak aynı Kanunun 58/6. maddesinin de gösterilmesi,
b-Sanık ... hakkında kurulan hükümde TCK’nın 314/2 maddesi uyarınca belirlenen 5 yıl hapis cezasından TCK’nın 220/7. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapıldıktan sonra sanığın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilip sonrasında 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak 1 yıl 18 ay hapis cezasına, daha sonra da TCK"nın 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim uygulanıp 1 yıl 13 ay
hapis cezasına hükmolunması gerekirken yazılı şekilde 2 yıl 1 ay hapis cezası hükmolunması suretiyle sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerdeki "yollamasıyla hakkında hükmolunan cezanın TCK"nun 58/6 maddesi" ibarelerinin çıkartılması ve sanık ... hakkındaki hüküm fıkralarından "2 yıl 1 ay” ibarelerinin çıkartılarak yerine “1 yıl 13 ay” yazılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden yapılan incelemede,
1-Sanık ... açısından vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlıkta bulunmak istediğini söyleyerek hükme esas alınan örgütsel faaliyetlerini ikrar eden, tutuklanmasından sonra ise beyanlarından döndüğü kabul edilerek TCK"nın 221. maddesinden faydalandırılmayan sanık hakkında hukuki ve yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sanık ... açısından Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğunun kabul edildiği dikkate alınarak,
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfı açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uygulanarak tayin edilen 7 yıl 15 ay hapis cezasından TCK"nın 62. maddesi uyarınca da 1/10 oranında indirim yapılması esnasında sonuç cezanın 7 yıl 5 ay 3 gün hapis cezası olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde 6 yıl 17 ay 3 gün olarak hatalı hesaplanması suretiyle eksik ceza tayini,
3-Sanık ... açısından ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutü açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ByLock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz ByLock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Sanık ... açısından tanık Süha Yalçın’ın örgütün tıpta uzmanlık sınavı için düzenlediği hazırlık kamplarından sorumlu olduğuna dair beyanı gözetilerek, sanığın örgütteki konumu ve faaliyetleri nazara alındığında, sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak makul bir oranda teşdiden ceza tayin edilmesi gerekirken alt sınırdan ceza tayin edilmesi,
5-Sanık ... ve ... yönünden yapılan incelemede,
a-Her iki sanık açısından İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanığın beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b-... açısından, sanığın 2008 yılında hesap açtırdığı, bu hesapta 06.03.2012 yılına kadar çeşitli işlemler yapıldığı, bu tarihten sonra örgüt liderinin talimatına kadar hesapta herhangi bir hareketin bulunmadığı, talimat sonrası hesaba 30.01.2014 tarihinde 19.907 Dolar ve 18.090 Euro, 13.02.2014 tarihinde 6000 Euro, 20.02.2014 tarihinde 1500 Euro, 08.12.2014 tarihinde 58.000TL yatırıldığının anlaşılmış olması karşısında,
c-Sanık ... açısından, sanığın 2010 yılında açtırdığı Bankasya hesabında 2013 yılında hiçbir hareket olmamasına karşın, Akbank"taki hesabından havale ederek 30.01.2014 tarihinde 40.000TL, yine katılım hesabı açarak 12.09.2014 tarihinde 5500 Dolar yatırdığının anlaşılmış olması karşısında, atılı silahlı terör örgütüne yardım etme suçunun sübut bulduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine, delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
6-Sanık ... açısından;
a-İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı
CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanığın beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b-Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması gerekir.
Örgüte üye olmaktan anlaşılması gereken, örgütü kuranlar veya yönetenler dışında kalmakla beraber, örgütün amaçlarını benimseyerek verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaktır. Failin, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup olmadığı, bu örgütsel pozisyonun doğrudan doğruya ortaya konulması veya failin eylem ve faaliyetlerinin sürekliliği, çeşitliliği ve yoğunluğu ya da eylemin niteliğinden hareketle belirlenir.
Tanık ...’nın sanığın örgütün sohbet toplantılarına katıldığına ve örgütsel talimatları sohbet gruplarına ilettiğine ilişkin beyanları, tanık ...’ün sanığın grup sorumluları arasında olduğuna yönelik beyanı, sanık ...’nın sanığın katıldığı toplantılarda sohbet hocalığı yaptığına ve bu grubun 2016 yılı başında dağıldığına dair beyanları, ...’un sanığın mühendislik bölümlerinden sorumlu sıfatıyla örgüt toplantılarına katıldığına dair beyanları değerlendirildiğinde, atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübut bulduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine, delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,
7-Sanık ... açısından;
a-İlk Derece Mahkemesince verilen mahkumiyet kararının istinaf edilmesi üzerine, delillerin hatalı değerlendirildiği mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanığın beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b-Sanığın savunmasında Bankasya hesaplarındaki paranın hisse alım satım işlemlerinden sonra hesapta kalan miktar olduğuna ilişkin savunması karşısında, sanığın bankasya hesabına ilişkin para giriş-çıkışlarına ve bunların kaynaklarına ve sanığın hisse alım-satım hareketlerine ilişkin detaylı bilirkişi raporu alınarak tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savsının, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ...’nın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca
dosyanın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.