4. Hukuk Dairesi 2013/10193 E. , 2014/7222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2013
NUMARASI : 2012/36-2013/62
Davacı H.. P.. vekili Avukat R.. K..tarafından, davalılar Maliye Hazinesi vd. aleyhine 26/01/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/02/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, kendisine ait küçükbaş hayvanlara kaçakçılık iddiası ile kolluk güçlerince el konulduğunu ve yapılan ceza yargılaması sonucunda üzerine atılı suçtan beraatine ve yedieminde bulunan hayvanların kendisine iadesine karar verildiğini, buna rağmen iadenin gerçekleşmediğini ileri sürerek, bu süreçte mahrum kalınan kazancın davalılardan tazminini talep etmiştir.
Davalılar ise yediemine teslim edilen hayvanların iade edilmemesinde kusurları bulunmadığını, yedieminin malları iade etmediğini savunarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu olayda; davacıya ait 789 adet küçükbaş hayvana kaçak oldukları iddiası ile 24/05/2000 tarihinde kolluk güçlerince el konulmuş ve 25/05/2000 tarihinde yediemin olarak dava dışı K.. Ö.. teslim edilmiştir. Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi 2000/189-2011/73 sayılı dosyasında; sanık davacının delil yetersizliğinden beraatine ve karar kesinleştiğinde, yediemin K.. Ö.bulunan toplam 789 adet koyun ve kuzuların sanık H.. P..’e iadesine karar verilmiş, karar temyiz kanun yolu incelemesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmiş ve ilgili daire tarafındam 26/12/2002 tarih ve 2002/15334 Esas 2002/19737 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece, öncelikle yapılması gereken davaya konu hayvanların davacıya fiilen iade edilip edilmediği
konusunun usulünce araştırılması olup bunun için de öncelikle yedieminin de bu konudaki beyanlarının alınması ve hayvanların teslimi konusunda davacının müracaatının bulunup bulunmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde incelenmesi gerekmektedir. Sözkonusu küçükbaş hayvanlar davacıya teslim edilmemiş ise, küçükbaş hayvanların el koyma tarihindeki değerleri belirlenerek davacının zararı hesaplanmalıdır. Ayrıca, davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan hayvanlara ait menşeiy şehadetnamesini ibraz edememesi, beraat ve iade kararının 26/12/2002 tarihinde kesinleşmesine rağmen aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra 26/01/2012 tarihinde eldeki bu davayı açması gibi davacı kusurları birlikte değerlendirildiğinde zararın artmasında müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu açıktır. Bu durumda, hükmedilecek tazminat miktarından BK. 42, 43 ve 44. maddeleri gereğince uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA; davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine 06/05/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İş bu davada ilam zamanaşımı uygulanmayacağı düşüncesindeyim. Zira ilam zamanaşımı bir hakkının varlığını yargı kararıyla tescil ettiren kişinin bu ilamı işleme koyması yönünden uygulanır. Somut olayda bunun tam tersi bir vakıa söz konusudur. Davacı kendi kusuruyla el koymaya neden olmuştur. Yoksa davacı bir alacağını ilamla tespit için yargıya başvurmuş değildir. Şüphe davacı lehine yorumlanarak ceza mahkemesinde beraat etmiştir. Ceza mahkemesi kararının kesinleşme tarihiyle 1 yıllı süre işlemeye başlar. Davalı hazine ıslah yöntemiyle zamanaşımı def"ini ileri sürdüğüne göre dava zamanaşımı yönünden reddedilmelidir. Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 06/05/2014