12. Ceza Dairesi 2017/10559 E. , 2018/617 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 89/4, 22/3, 179/3-2, 53 ve 62/1 (iki kez) maddeleri gereğince 6 ay 20 gün ve 2 ay 15 gün hapis cezalarının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2013 tarihli ve 2013/123 esas, 2013/374 sayılı kararının infazı sırasında, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine 6 ay 20 gün ve 2 ay 15 gün hapis cezalarının açıklanmasına ilişkin aynı Mahkemenin 31/01/2017 tarihli ve 2016/686 esas, 2017/45 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın olay tarihinde alkollü şekilde kullandığı aracıyla kaza yapması sonucu birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle hem taksirle yaralama suçundan, hem de alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayımızda ise birden fazla kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, bu nedenle sanığın yalnızca eylemine uyan taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan cezalandırılabileceği, alkollü araç kullanma kabahatine ilişkin olarak ise idarece 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5. maddesi uyarınca idarî para cezasının tayin edilebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2017 tarihli ve 2016/686 esas, 2017/45 sayılı kararının bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/10/2017 gün ve 94660652-105-06-8859-2017-Kyb sayılı yazılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/10/2017gün ve 2017/59007 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın 119 promil alkollü olarak kullandığı otomobil ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapması neticesinde ikisi nitelikli olmak üzere üç kişinin yaralanmasına neden olduğu somut olayda; sanığın eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kurulmasında isabet görülmemekle,
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2013 tarihli ve 2013/123 esas, 2013/374 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak KANUN YARARINA BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, incelenen hükümdeki TCK"nın 179/3-2. maddesi gereğince sanığın mahkumiyetine ilişkin (2) numaralı bentte yer alan "1, 2, 3 ve 4." paragraflarının hüküm fıkrasından çıkartılıp yerine, "Yapılan yargılama sonunda, sanığa taksirle yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmesi karşısında, aynı eylemden dolayı sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına" bendinin eklenmesi suretiyle diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.