
Esas No: 2013/17949
Karar No: 2014/2568
Karar Tarihi: 20.02.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/17949 Esas 2014/2568 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2012/110-2013/273
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalının işyeri su abonesi olduğunu, tahakkuk ettirilen bedelinin tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, zamanaşımı def"ini ileri sürmüş, esastan da davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, BK"nun 147/1. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık sürenin dışında kalan alacak bölümünün zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiği, geri kalan alacak bölümü ise, asıl alacak olan 2,83 TL için 6.731,72 TL gecikme cezası tahakkuk ettirildiği, davalı sözleşme sırasında teminat olarak 6,00 TL ödediği halde, ödenmeyen su parası olan 2,83 TL"nin bu teminattan mahsup edilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, böylece idarenin kusurlu olarak alacağını tahsil imkanı bulunduğu halde bunu yapmadığı, bu durumda kusurlu olan davacı idarenin yeniden gecikme cezası tahakkuk ettirerek davalıya yönelmesine yasal imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. ( yeni TBK 146 ) maddesi gereğince 10 yıldır.
Hal böyle olunca, mahkemece mevcut sözleşme ilişkisi nedeniyle BK. 125. (yeni TBK. 146) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiş, bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.