Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6716
Karar No: 2010/1779
Karar Tarihi: 13.04.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6716 Esas 2010/1779 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/6716 E.  ,  2010/1779 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ...r aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Avanos Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 26.03.2009 gün ve 291/161 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; 149 ada 1 sayılı parselin muris ...’dan mirasçılarına intikal ettiğini, paylaşımın yapılmadığını, kadastro tespiti sırasında yanlışlıkla mirasçılarından Abdurrahman Türksoy ve Ali İhsan Türksoy adlarına tespit ve tescil edildiğini, davalının bu durumları bilerek 149 ada 1 sayılı parseli satın aldığını açıklayarak davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile ortak miras bırakan ...’un veraset belgesindeki payı oranında vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Kubilay Akpınar, tapu kütüğüne bakarak taşınmazı satın aldığını, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, esasen taşınmazı kendisine satan kimselere karşı davanın açılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “…taşınmaz davacıların miras bırakanı muris ...’ya ait iken 1970’li yıllarda ölümü ile terekenin mirasçıları arasında paylaşıldığını, bu nedenle kadastro sırasında Abdurrahman ve Ali İhsan Türksoy adlarına tespitin yapıldığını, kayıt malikleri tarafından 2004 yılında davalı Kubilay Akpınar’a satıldığını, davalının TMK.nun 1023.maddesi gereğince iyi niyetli olduğunu” gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, miras bırakan ...’un terekesinin taksim edildiğini ve taşınmazı tapuda satın alan davalı Kubilay Akpınar’ın TMK.nun 1023.maddesi gereğince iyi niyetli olduğunu gerekçe göstererek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır.
    Taşınmazın muris ...’dan kaldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, muristen kalan taşınmazların paylaşılıp
    paylaşılmadığı hususunu oluşturmaktadır. Davacı ..."un 149 ada 1 nolu parsel için 2002/183 Esas sayılı dosyayla açtığı dava; parsel numarasının yanlış gösterilmesi (147 ada 1) ve bu parselin Bahri Türksoy adına kayıtlı bulunması nedeniyle husumetten reddine karar verilmiş, davacı tarafından daha sonra eldeki bu dava açılmıştır. Husumet yönünden red ile sonuçlanan Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/183 Esas, 2002/504 Karar sayılı dosyasında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarıyla eldeki dava dosyası için yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, müşterek tanık 1933 doğumlu Osman Şen, 1937 doğumlu Esat Gazel ve tespit bilirkişisi 1931 doğumlu Halil Tekin’in açık ve samimi görünen beyanları ile miras bırakan ...’un terekesinin paylaşıma tabi tutulduğu, kendilerinin de aracılık ettiği, ancak yapılan paylaşımda Kezban ve Nefise isimli mirasçılarının bulunmadığını ve paylaşıma katılmadıkları belirlenmiştir. Kimi beyanlara göre ise bu taşınmazın paylaşım dışı tutulduğu anlaşılmıştır. Bir terekenin paylaşımından söz edilebilmesi için, murisin tüm mirasçılarının katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde paylaşımın yapılmış olması gerekir. Bir tek mirasçı dahi paylaşım dışı kalmış ise o terekenin paylaşımından söz edilemez. Muristen kalan tereke TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, ortakların belirlenmiş payları da bulunmayıp her birinin hakkı her taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olur. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, muris ...’un terekesinin yöntemine uygun bir biçimde paylaşılmadığının kabulü gerekir.
    Öte yandan diğer bir konu da; 149 ada 1 sayılı parseli 02.09.2004 tarih ve 2049 yevmiye numaralı resmi senetle kayıt malikleri Abdurrahman ve Ali İhsan Türksoy’dan satın alan davalı Kubilay Akpınar’ın TMK.nun 1023.maddesi uyarınca iyi niyetli olup olmadığı ve iyi niyetli ise aynı kanunun 1024.maddesi gereğince iyi niyetinin korunup korunamayacağı hususudur. Kubilay Akpınarın muris ...’nın mirasçılarından Havva Öztürk’ün damadı olduğu anlaşılmaktadır. Cevap dilekçesinde de; taşınmazın eşinin dayılarına ait olduğunu ve taşınmazın bulunduğu köye yerleşmek niyetinde bulunduğunu açıklamıştır. 14.02.1951 tarih 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; “…Vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyi niyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan ve bertaraf eden iyi veya kötü niyetin bu durumda mahkemece re’sen nazara alınabileceğine…” , 08.11.1991 tarih ve 4/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise; “…Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmaz malı iktisap eden kimseye karşı TMK.nun 931.maddesinde öngörülen iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle açılan tapu iptali davalarında, dava açma iradesinin iktisabın kötü niyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığına, kaldı ki öyle olmasa bile buradaki kötü niyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu ve bu nedenle de yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceğine…” denilmektedir. Bu durum karşısında 4721 sayılı TMK.nun 1024 ve gerekse yukarıda tarih ve sayısı verilen İçtihadı Birleştirme Kararlarında gösterilen gerekçeler gözetildiğinde, davalı Kubilay mirasçılardan Havva’nın damadı olup, taşınmazın muris ...’dan kaldığı ve paylaşımın yapılmadığı, tereke dahil taşınmaz üzerinde tüm mirasçıların haklarının bulunduğu hususunu bilen, bilmesi gereken ve bilebilecek durumda olan kişi olduğunun da kabulü gerekmektedir.
    Davacı dava açmakla, davalının kötü niyetli olduğunu da ileri sürmüş olmaktadır. (8.11.1991 T. ve 4/3 s.YİBK) Bundan ayrı 14.02.1951 T. ve 17/1 sayılı YİBK ile de davalının iyi veya kötü niyetli olduğunun mahkemece araştırılmasına gerek yoktur. Çünkü davalı ile muris ...’un mirasçıları arasında evlilik nedeniyle sıhri akrabalık ilişkisi kurulmuştur.
    O halde TMK.nun 1024.maddesi ve gösterilen İçtihadı Birleştirme Kararları karşısında TMK.nun 1023.maddesi uyarınca davalının tapu kütüğüne güven ilkesinden yararlanması ve iyi niyetli bulunması düşünülemez. Açıkçası davalının kötü niyetli olduğu az önce yapılan açıklamalarla ortaya çıkmıştır. Bu durum karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 68,90 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 13.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi