4. Hukuk Dairesi 2013/11126 E. , 2014/7102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2012
NUMARASI : 2011/268-2012/394
Davacı S.. B.. vekili Avukat M.. G.tarafından, davalı Y.. B.. aleyhine 14/03/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 05/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, yeşil kart kullandığı dönemde banka mevduatının bulunduğu tespit edilen davalının yeşil kartının iptal edildiğini, tedavi harcamalarının usulsüz olarak yeşil karttan karşılandığını, tedavi harcamalarının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının banka mevduatı olmasına rağmen, salt banka hesabı ve hesapta para olmasının yeşil kartın iptalini gerektirmediği, davalının kazancının mevzuatta öngörülen kıstası aştığının kanıtlanamadığı, gelir durumundaki değişikliklerin Devlet tarafından denetlenmesi ve takip edilmesinin gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalının, yeşil kart kullandığı dönemde banka mevduatı olduğundan bahisle yeşil kartının iptal edildiği, usulsüz kullanım olduğu tespit edilen dönemde yapılan tedavi harcamalarının tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali amacı ile eldeki davanın açıldığı; davalının ilgili dönemin bir bölümünde adına kayıtlı aktif durumda olan 6 ayrı banka hesabının bulunduğunun sabit olduğu; ancak bu hesapların ilgili dönemdeki ayrıntılarının banka tarafından bildirilmediği, bunun yanında davalının ve bakmakla yükümlü olduğu diğer fertler bakımından, ilgili dönemde haneye giren toplam gelir itibariyle yeşil kart kullanmalarına mani bir hal bulunup bulunmadığına dair yeterli araştırmanın yapılmadığı, davalıya ait yeşil kart işlem dosyasının da getirtilmediği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da bu anlamda bir değerlendirme yapılamadığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda; yeşil karta dayalı sağlık harcamalarının yapıldığı dönemde davalının kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu diğer hane halkı yönünden, anılan dönemdeki banka hesap dökümleri, vergi kayıtları, gelir getiren menkul-gayrimenkul mal varlıkları ile 3816 sayılı kanunun 4. maddesinde belirtilen diğer tüm gelirlerinin ilgili kuruluşlardan ve zabıta kanalı ile belirlenip, aynı kanunun 2. maddesinde belirlenen koşulları taşıyıp taşımadıkları araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenle reddine 05/05/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, bir kamu kurumu tarafından idari bir karar ile maaş, sağlık ödemesi v.s. ad altında ilgilisine ödeme yapıldıktan ve kendisine ödeme yapılan ilgilinin kendisine ödeme yapılmasını gerektiren koşulları taşımadığının anlaşılması üzerine kamu kurumunca ödemeye ilişkin kararın iptal edilmesinden sonra, dayanaksız kalan ödemelerin ilgilisinden geri istenmesine (sebepsiz zenginleşme nedeniyle) ilişkin kamu kurumunun açtığı bir davadır.
Kamu kurumunun (idarenin) ödeme yapılmasına ilişkin kararı nasıl bir idari işlem ise, ödeme yapılmasına ilişkin kararın dayanağı olan koşulların kalmaması veya bulunmadığının anlaşılması üzerine kamu kurumunca (idarece) ödemenin iptaline ilişkin kararı da idari bir işlemdir. İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur.
Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir. Bunun da, kamu kurumunca (idarece) yapılan işlem veya verilen kararın içeriği incelenmek suretiyle tespit edilip karara bağlanması gerekir.
Sonuç itibariyle, ödemelerin iptaline ilişkin kamu kurumunca (idarece) verilen karar idari yargı yerinde usulüne uygun olarak iptal ettirilmediği sürece, kamu kurumu (idare) sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iptal kararının içeriğine göre tespit olunacak ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan davalının idari yargıda ileri sürmesi gereken savunma ve iddiaları adli yargıdaki bu davada sonuca etkili değildir.
Bu nedenlerle sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 05/05/2014