20. Hukuk Dairesi 2016/3087 E. , 2017/8148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü"nde yapılıp 29.02.2006 ilâ 29.01.2007 tarihleri arasında ilan edilen genel arazi kadastrosu sırasında, 105 ada 4 parsel sayılı 8008,24 m2 yüzölçümlü taşınmaz belgesizden ... mevki 1938 yılı 30 nolu vergi kaydı uygulanarak beş adet ikişer katlı ve bir adet bir katlı kargir evler ve arsası niteliğiyle gerçek kişiler adına tespit edilmiştir.
Davacı, 19/01/2007 havale tarihli dilekçesi ile, davalı ... adına tespit edilen taşınmazın 900 m2 civarındaki kısmına malik sıfatı ile zilyet olduğunu, davalı adına tespit yapılmasının hatalı olduğunu belirterek taşınmazın kullanımında olan kısmının tespitinin iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Hazine, 04/05/2007 tarihli dilekçe ile; dava konusu taşınmazın imar-ihya edilmediği, genelde taşlık-kayalık, çalılık, boş yerlerden olduğu tarım arazisi olmadığı, zilyetlik ile iktisap için gerekli yasal şartların oluşmadığını ileri sürerek kadastro tespitinin iptali ile şerhsiz ve beyansız olarak Hazine adına tespit ve tescilini talebiyle davaya müdahil olmuştur.
... dava konusu taşınmazın 17.06.2014 tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği kısmının kendisine ait olduğunu ileri sürerek adına müstakilen tespit ve tescili talebiyle davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece, müdahil davacı ... ve Hazine tarafından açılan davaların reddine, davacı ... tarafında açılan davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, dosyaya ibraz edilen harita mühendisi ..."ın 07.01.2015 havale tarihli raporuna ekli krokide;
105/4-B rumuzu ile gösterilen 920,81 m2"lik kısmın ..., 105/4-C rumuzu ile gösterilen 934,23 m2"lik kısmın ..., 105/4-D rumuzu ile gösterilen 1079,12 m2"lik kısmın eşit olarak Ayla Bengin ve ..., 105/4-F rumuzu ile gösterilen 1140,45 m2"lik kısmın ..., 105/4-G rumuzu ile gösterilen 1013,12 m2"lik kısmın ..., 105/4-H rumuzu ile gösterilen 941,59 m2"lik kısmın ..., 105/4-E1 rumuzu ile gösterilen 596,41 m2"lik kısmın ..., 105/4-E2 rumuzu ile gösterilen 484,15 m2"lik kısmın ... adına tarla vasfında tapuya kayıt ve tesciline, 105/4-A harfi ile gösterilen ve geriye kalan 898,11 m2"lik kısmın aynı ada ve parsel nosu ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm asli müdahil Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1944 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 1999 yılında yapılıp 22.03.2002 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesine göre 2005 yılında yapılıp 28.02.2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen düzeltme işlemi vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece taşınmazın bulunduğu yeri kapsar tespit tarihinden 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte uygulama yapılmadığı, zirai ve orman bilirkişi raporlarında keşif tarihinde taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşları ve niteliği bildirilmediğinden kesinleşen tahdit dışında kalan taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı ve gerçek kişi davalılar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur. Ayrıca dosya kapsamında bulunan davacısının dosyamız davacılarından ... olduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/73-279 sayılı tescil dosyasının mahkemece yapılan keşif ve yargılama esnasında nazara alınmadığı, taşınmazın dava konusu taşınmaza göre konumunun belirlenerek dosyaya etkisinin tartışılmadığı anlaşılmıştır. Yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespiti tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespiti tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazın eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve taşınmazın orman içi açıklık olup olmadığını değerlendirecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor düzenlettirilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli,
Açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmazın toprak örnekleri alınıp, bilimsel analizleri yapılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, taşınmazın her bir bölümünün toprak yapısı ve üzerindeki
ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı, tarım bitkileri yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, hangi tür tarım bitkileri yetiştirilmesine uygun olduğu ayrıntılı açıklanmalı, taşınmazın eğimi münhaniler ve eğim ölçer aletler yardımıyla bilimsel yöntemler ile belirlenmeli, keşif sırasında hâkim gözetiminde, taşınmazın ayrı ayrı dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dava dosyası içine konulmalı; mahalli bilirkişiler, tesbit tutanağı bilirkişileri ve zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; taşınmazın kimler tarafından kullanıldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kimden kime geçtiği kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, taşınmaz üzerindeki ağaçların ne zamandan beri zeminde mevcut olduğu, kendiliğinden mi dikim yoluyla mı yetiştiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazın komşu parseller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, davacısının dosyamız davacılarından ..."nın olduğu Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/73-279 sayılı tescil dosyası yapılan keşif ve yargılama esnasında nazara alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; asli müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 23/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.