14. Hukuk Dairesi 2016/18734 E. , 2017/8440 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.09.2016 gün ve 2015/10040 Esas - 2015/7158 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ...’un aktif dava ehliyeti olmadığı, diğer davacı yönünden ise geçit ihtiyacı bulunmadığı için davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılardan ..."ın temyizi üzerine Dairemizin 23.11.2012 tarih, 2012/11831-13561 E.K. sayılı ilamı ile; "...Dava konusu 30 parsel sayılı taşınmaza komşu olan 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar lehine 2 parsel sayılı taşınmazdan kurulu bir geçit hakkı bulunmaktadır. Davacı parselinin de bu geçide batı yönünden cephesinin bulunduğu bilirkişinin 17.10.2011 tarihli raporundan gözlemlenmektedir. Mahkemece bu geçit yerinden davacı parselinin de yararlanabileceği düşünülerek geçit istemi reddedilmiştir. Geçit davaları parsel leh ve aleyhine kurulur. Mevcut geçit davacı parseli lehine kurulmadığı için davacının bu geçitten yararlanması ancak buradan 30 parsel lehine kurulacak yeni bir geçit kararı ile mümkündür. Açıklanan nedenle davacı parselinin genel yola çıkışı bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu sabit olan davacının geçit isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken, önceki geçitten yararlanma imkanının bulunup bulunmadığı araştırılarak, mümkünse belirtilen geçit üzerinden, mümkün değil ise yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı parselinin geçit ihtiyacını karşılamak üzere alternatifler araştırılarak yeni bir geçit kurmak olmalıdır." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulü ile, 324 ada 30 sayılı parsel lehine, 324 ada 29 sayılı parsel üzerinden 28.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisinde B harfiyle belirtilen bölümden geçit hakkı kurulmasına, mahkeme veznesine depo edilen 23.227,60 TL geçit bedelinin davalı ...’e ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 21.09.2016 tarihli, 2015/10040 Esas, 2016/7198 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davalı ..., süresi içerisinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; davacılar 324 ada 30 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek, davalıya ait 324 ada 29 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne, 324 ada 30 parsel lehine 324 ada 29 parsel üzerinden bilirkişi Gökhan Görceğiz tarafından hazırlanan krokide gösterilen güzergahtan lehine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Zorunlu geçit istemi değerlendirilirken, genel yola ulaşacak seçenekler arasında, daha önce üzerinde geçit kurulmak suretiyle genel yola bağlanmış bir taşınmaz varsa, diğer koşullarla çelişmediği ölçüde, bu seçenekten yararlanılarak bir sonuca ulaşmak mümkündür.
Böyle bir seçenek öngörülürse, başkaca taşınmaz yararına önceden kurulan geçitin yükü artacağından, bu taşınmazlar için de uygun bir bedele hükmedilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında öncelikle, mahkemece, daha önce dava konusu 30 parsele komşu olan 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar lehine 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit tesis edildiği gözetilerek diğer koşullarla çelişmediği ölçüde bu seçeneğin değerlendirildiği alternatiften geçit kurulması ve daha önce aleyhine geçit tesis edilen taşınmazların yükü artacağından bilirkişi vasıtasıyla uygun bir geçit bedeli tespit edilerek taşınmaz maliklerine ödenmek üzere depo ettirilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken onanması maddi hataya dayalı olduğundan; karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 21.09.2016 tarihli ve 2015/10040 Esas, 2016/7198 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 13.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.