Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2008/1-797
Karar No: 2009/30
Karar Tarihi: 28.1.2009

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/1-797 Esas 2009/30 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2008/1-797 E., 2009/30 K.

Hukuk Genel Kurulu 2008/1-797 E., 2009/30 K.

  • ELATMANIN ÖNLENMESİ
  • ESKİ HALE İADE
  • KATILMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
  • KOMŞU HAKKI
  • MÜLKİYET HAKKI
  • TAZMİNAT
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 683 ]
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 737 ]
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 750 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki "el atmanın önlenmesi, eski hale iade ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.9.2007 gün ve 2006/127 E.-2007/247 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalılardan H.... H...... A.... tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi"nin 3.3.2008 gün ve 2008/526-2548 sayılı ilamı ile,

    (...Dava, komşuluk hukukuna aykırı elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkindir.

    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 31 parsel sayılı taşınmazın davacıya buna komşu 30 parsel sayılı taşınmazın ise kayden davalılara ait bulunduğu anlaşılmaktadır.

    Davacı, kendi parseli sınırına yapmış olduğu duvarın davalıların 30 parsel sayılı taşınmazlarında yaptıkları hafriyat ve teraslama çalışmaları sonucunda yıkıldığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.

    O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini göz önünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.

    Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.

    Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve uygulama yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.

    Bu durumda, özellikle yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve uygulama yapılarak, davalıların komşuluk hukukuna aykırı olarak davacıyı rahatsız edici bir durum ya da davacıya zarara sokan bir eylemlerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, yine davalıların hafriyat ve teraslama çalışmaları yapması nedeniyle yıkıldığı iddia olunan ve arada sınır niteliği taşıyan duvarın yeniden yapılması için Türk Medeni Kanununun 750.maddesi de gözetilmek suretiyle bir çözümün olup olmayacağının da değerlendirilmesi ve tüm deliller elde edilen bilgilerle değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı ve davalı H.... H...... A....

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, davalıların müdahalesi ile yıkılan duvarın eski haline iadesi talebini içermektedir.

    Davacı vekili, 13.6.2006 harç tarihli dava dilekçesi ile, davalıların kendilerine ait 248 Ada, 30 parsel sayılı taşınmazda teraslama yapmaları sonucu davacıya ait 248 Ada, 31 Parseldeki istinat duvarının yıkıldığını, bunun eski haline iadesini talep ve dava etmiştir.

    Davalılar müştereken verdikleri cevap dilekçelerinde, davacının yaptığı duvarın sağlam olmadığını, bu nedenle yıkıldığını, hafriyat yapmadıklarını, kendi kusurlarıyla yıkılmadığını, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmişlerdir.

    Davalılardan İ.... A.... birinci celse dışındaki duruşmalara ve keşfe katılmadığı gibi, verilen kararı temyiz de etmemiştir.

    Yerel Mahkeme, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile davacıya ait taş duvarın davalılar tarafından yaptırılmasına karar vermiştir.

    Bu kararı, davacı vekili ile davalılardan H.... H...... A.... temyiz etmişlerdir. Özel Daire kararı yukarıda açıklanan nedenlerle bozmuştur.

    Bozma kararı tüm taraflara tebliğ edilmiştir. Karar düzetme isteminde bulunulmamıştır.

    Duruşmaya davacı vekili ile davalı H.... H...... A.... katılmışlar ve bozma kararına uyulmasını istemişlerdir. Davalı İ.... A.... duruşmaya katılmamış ve bu hususta beyanda bulunmamıştır.

    İ.... A.... verilen kararı temyiz etmediğine göre, bu davalı yönünden Yerel Mahkeme kararı kesinleşmiştir. Bozma kararına davacı vekili ve diğer davalı H.... H...... A.... uyulmasını talep etmişlerdir. Ortada amme intizamını ilgilendiren bir durum yoktur. Yerel Mahkeme artık direnme kararı veremez. Özel Dairenin bozma kararına uymak zorundadır.

    Zira; Prof Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü isimli eserinin 1982 basım tarihli, Dördüncü baskı, 3.cildinin 2422 ve devamı sahifelerinde; ihtiyari dava arkadaşlığını incelerken, davanın aynı sebepten doğmuş bulunmasını, a-Davanın birden fazla kişi hakkında aynı sebepten doğmuş bulunması ve b-Davanın birden fazla kişi hakkında benzer sebepten doğmuş bulunması hallerini incelemiş ve haksız fiili örnek olarak göstermiştir. Somut olayda da davalıların yaptıkları bir haksız fiil vardır. O halde olayda ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İhtiyari dava arkadaşlarından her biri hükmü yalnız başına temyiz edebilir(Aynı kitap sahife 2441).

    O halde, temyiz etmeyen ihtiyari dava arkadaşı yönünden karar kesinleşir.

    “…hükmü temyiz etmemiş olan bir ihtiyari dava arkadaşı diğer dava arkadaşının temyizi üzerine verilen bozma kararına karşı mahkemenin verdiği direnme kararını temyiz edemez(aynı kitap 1984 tarih, dördüncü baskı, cilt 4, sayfa 3387). İhtiyari dava arkadaşlığın da hükmü temyiz etmemiş olan dava arkadaşı, diğer dava arkadaşlarının temyizi üzerine verilen bozma kararından yararlanamaz(aynı kitap, sahife 3380). İki tarafda Yargıtay Özel Dairesinin bozma kararına uyulmasını isterse, mahkeme buna rağmen direnme kararı veremez. Bozmaya uymakla yükümlüdür (aynı kitap, sahife 3393).

    Somut olaya dönüldüğünde; ihtiyari dava arkadaşlarından İ.... A.... , Yerel Mahkeme kararını temyiz etmemiştir. Karar bu davalı yönünden kesinleşmiştir. İ.... A.... yönünden bir ihtilaf kalmamıştır. Özel Dairenin bozma kararına karşı, davacı vekili ile diğer ihtiyari dava arkadaşı olan davalı H.... H...... A.... da bozmaya uyulmasını bildirmişlerdir. Olayda amme intizamını ilgilendiren bir durum söz konusu değildir. O halde, mahkeme artık direnme kararı veremez. Bozma kararına uymak ve bozma çerçevesinde işlem yapmak zorundadır.

    Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkemenin direnme kararının bozulması gerekir.

    S O N U Ç :Davacı ve davalı H.... H...... A...."ın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcların taraflara iadesine, 28.1.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi