2. Hukuk Dairesi 2016/8975 E. , 2017/14786 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayetler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadın, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamış, davalı erkek ise cevap dilekçesinde davacı kadına maaş bordrosu dahil olmak üzere kime nereye ödeme yapılacaksa açıklamasını yaptığını, bu olayın şahidinin de ... ve ... olduğunu beyan etmiş, davacı kadın da cevaba cevap dilekçesinde bu tanıkları kabul ettiğini ifade etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119/1-( f ) hükmü uyarınca, gerek yazılı gerekse basit yargılama usulünde, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin, dava dilekçesinde belirtilmesi, ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanununun 121 ve 129/2. hükmü uyarınca hem dava dilekçesinde hem de cevap dilekçesinde gösterilen ve tarafın elinde bulunan belgelerin dilekçeye eklenerek mahkemeye sunulması, başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yer alması zorunludur. Davacı kadın dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığına göre sadece cevaba cevap dilekçesiyle tanıklıklarını kabul ettiği ... ve ..."in beyanları davalı erkeğe kusur yüklemesinde dikkate alınır. Bu tanıklar da sadece davalı erkeğin aşırı borçlandığını ifade etmişlerdir. Mahkemece bu kusurlu davranıştan başka davalı erkeğe başka bir vakıa kusur olarak yüklenemez. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Yukarıda anlatıldığı üzere
aşırı borçlanma vakıası, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesindeki koşullar davacı kadın yönünden gerçekleşmemiştir. O halde, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Ortak çocuklar ... ve .... sırasıyla 2005 ve 2008 doğumlu olup idrak çağındadır. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocukların üstün yararıdır. Buna göre 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, tarafların yaşadığı ortamlarda inceleme yapılmak suretiyle rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocukların sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel durumlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, ortak çocukların mahkemece bizzat dinlenerek olası sonuçları hakkında bilgilendirilmek suretiyle velayeti ile ilgili tercihlerinin sorulması, diğer deliller de göz önüne alınarak ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının ortak çocukların menfaatine olacağının tespit edilmesi ve velayet konusunda bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 3. bentteki bozma sebebine göre iştirak nafakalarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.12.2017(Pzt.)