(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/694 E. , 2021/2167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davanın, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, eklemeli zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan tescil isteğine ilişkin olduğu, her ne kadar mahkemece taşınmazın, davacının kök murisi ... ...’ den kaldığı kabul edilmiş ise de, dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın ... ...’den kalmadığının açık bir biçimde belirlendiği, taşınmaz davacı ... ile ağabeyleri ... ve ... tarafından kullanıldığına göre, bu çerçevede araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmasının gerektiği, taşınmazın 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında hali arazi niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı, dava dilekçesinde taşınmazın hali araziden imar ihya edilerek kullanıldığı davacı tarafından ileri sürüldüğüne göre, yine Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 17. maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, davanın açıldığı 03.11.1999 tarihinden en az 20 yıl öncesine ait (1970-1979 arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait dayanak tapu kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadıkları ve hangi durumda bulundukları hususlarının harita mühendisi aracılığıyla saptanması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle ve üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, harita mühendisinden tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı rapor alınması, dava konusu yerin tek başına ... tarafından mı yoksa ağabeyleri ... ve ... ile birlikte mi imar ve ihya edildiğinin keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, şayet ..., ... ve ... tarafından birlikte imar-ihya edilmiş ve kullanılıyor ise bu durumda davayı açan ...’ın payı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmasının düşünülmesi, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıllık kazanma süresinin hesaplanması ve bundan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 113133 ada 2 nolu parsel sayılı taşınmazda, dava konusu 7.956,00 metrekarelik alanın 3194 sayılı Kanun"un 18. maddesi ile yapılan imar uygulaması sonucunda düzenlenen ortaklık payının (0,3986007 oranın) uygulanması sonucu, geriye kalan ve davalı Hazineye ait 4.784,73 metrekarelik alanın tapu kaydının iptali ile yargılama sırasında vefat eden ... ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümünün zeminde, imar uygulaması sonucunda oluşan 113124 ada 1, 113133 ada 2, 113134 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ile imar yolunda kaldığı, ancak dağıtımın yalnızca Hazine adına kayıtlı 113133 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yapıldığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporları denetime elverişli olmadığı gibi, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ... ..., kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmıştır. Dosya arasındaki belgelerden, nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1994 ve 1998 yıllarında imar uygulaması yapıldığı, yargılama sırasında da nizalı taşınmaz bölümünün “ihdas 3” numarası ve 7.956,19 metrekare yüzölçümüyle imar uygulamasına alındığı, 2009 yılında, taşınmazın bulunduğu yerde çeşitli imar parsellerinin oluştuğu ve hükme esas alınan 20.09.2012 tarihli teknik bilirkişi raporu incelendiğinde, nizalı taşınmaz bölümünün zeminde, imar uygulaması sonucunda oluşan 113124 ada 1, 113133 ada 2, 113134 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ile imar yolunda kaldığı anlaşılmaktadır. Yine hükme esas alınan 01.06.2015 tarihli teknik bilirkişi raporu incelendiğinde, nizalı taşınmaz bölümünün 7.956,00 metrekare yüzölçümünde olduğu, bu taşınmaz imar uygulamasından önce tescil edilip daha sonra imar uygulamasına girmiş olsaydı, düzenleme ortaklık payı kesintisi sonrası 4.784,73 metrekare alana sahip olacağının belirtildiği görülmüştür. Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümünün imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile kayıtlar (belediye encümen kararları, şüyulandırma cetvellerinin tamamı, özet cetvelleri, geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tüm intikalleri gösterir, kütük sayfalarını da içerir tedavüllü tapu kayıtları) getirtilip dosya arasına alınmamış, dosya arasında bulunan Kadastro Müdürlüğünün 28.03.2013 günlü yazı cevabında, nizalı taşınmazın “ihdas 3” numarası ve 7.956,19 metrekare yüzölçümüyle imar uygulamasına alındığı belirtildiği halde, taşınmazda DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, taşınmaz imar uygulamasından önce tescil edilip daha sonra imar uygulamasına girmiş olsaydı, düzenleme ortaklık payı kesintisi sonrası 4.784,73 metrekare alana sahip olacağı belirtilen denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, nizalı taşınmaz bölümünün imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin bilgi ve belgeler ile ilgili kayıtlar (belediye encümen kararları, şüyulandırma cetvellerinin tamamı, özet cetvelleri, geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir şekilde tüm intikalleri gösterir, kütük sayfalarını da içerir tedavüllü tapu kayıtları) getirtilip dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra, imar işlerinden anlayan 3 kişilik bilirkişi kurulu heyetinden, nizalı taşınmazın ne şekilde imar uygulamasına alındığı, taşımazda DOP kesintisi yapılıp yapılmadığı, taşınmazın imar uygulamasıyla hangi imar parsellerine dağıtıldığına ilişkin denetime elverişli rapor alınmalı, taşınmaz 113133 ada 2 parsel sayılı taşınmaz dışında başkaca parsellere de dağıtılmışsa ve söz konusu taşınmazların, eldeki dosyada taraf olmayan başkaca malikleri de varsa, davacı tarafa davayı bu kişilere de yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin yöntemince sağlanması halinde bu davalılardan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdikleri takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."ye iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.