14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17660 Karar No: 2017/8421 Karar Tarihi: 13.11.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17660 Esas 2017/8421 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17660 E. , 2017/8421 K.
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.10.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların birlikte malik oldukları 281 ada 36 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı Kanunun 51. maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı Kanunun 10. maddesine göre de ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.1976 günlü ve 477/12 sayılı kararına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Kısıtlanan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetini haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının kısıtlı olduğunun mahkemece öğrenilmesi halinde re"sen kanuni mümessile tebligat yapılması gerekir. Somut olaya gelince; dosya içerisindek 20.11.2007 tarihli, 2007/127-832 Esas-Karar sayılı kararıyla davalılardan ...’ın kısıtlandığı, vasi olarak kendisine davalılardan ...’ın atandığı anlaşıldığından, davalılar ... ile ... arasında çıkar çatışması meydana geldiği görülmektedir. Bu durumda, kısıtlı ...’ı bu davada temsil etmek üzere bir kayyım tayin edilmesi ve husumetin kayyıma yöneltilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 13.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.