10. Ceza Dairesi 2016/3406 E. , 2017/3530 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 29.10.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, karar verilmesine yer olmadığına dair Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/123 esas, 2016/397 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07.11.2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 18.07.2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği,
2- Şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için yapılan ilk tebligata uyarak hastaneye sevkedildiği ancak daha sonra tedaviye aykırı davranması üzerine uyarıldığı, yapılan uyarıya rağmen yeniden yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “...tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği...” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı,
3- Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/123 esas, 2016/397 sayılı kararı ile "Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce çıkartılan tek bir tebligatın ısrar olarak değerlendirilemeyeceği" gerekçesiyle, “herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre,
1- 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince ısrar hususunun gerçekleşmediği durumda gerekli işlemlerin yapılabilmesi için yukarıda belirtilen hüküm türlerinden biri olarak durma kararı verilmesi gerekirken, anılan Kanun"da düzenlenmeyen hüküm kurulmasına yer olmadığı şeklinde karar verilmesinde,
2- Mahkemesince tek bir tebligatın yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme eylemini doğuracak nitelikte bulunmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından yapılan 17/08/2015 tarihli davetnameye rağmen hükümlünün müracaatta bulunmaması üzerine, anılan Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 07/12/2015 tarihli ve 2015/6285 DS sayılı yazısı ile uyarıldığı, buna rağmen hükümlünün tekrar davete icabet etmemesi üzerine dosyasının kapatılarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uymama konusunda ısrar gösterdiği anlaşılmakla kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/123 esas, 2016/397 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğünce gönderilen ilk tebligata uyarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak daha sonra tedavinin gereklerine aykırı davrandığı için uyarı yazısının tebliğ edildiği, buna rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmakla, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleştiği, bu nedenle mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırı olup, (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüş, ancak kabule göre ileri sürüldüğü anlaşılan “mahkemesince ısrar hususunun gerçekleşmediği kabul edilse bile “karar verilmesine yer olmadığına” değil "durma kararı” verilmesi gerektiği” düşüncesine dayanan (1) numaralı kanun yararına bozma talebi (2) nolu talebin kabul edilmesiyle konusuz kaldığından incelenmemiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/04/2016 tarihli ve 2016/123 esas, 2016/397 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 14.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.