Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3573
Karar No: 2021/8174
Karar Tarihi: 15.04.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/3573 Esas 2021/8174 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/3573 E.  ,  2021/8174 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    ...

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; .../Çalışma Genel Müdürlüğünce, tespite konu ... Grup Sağ. Tem. Hiz. İnş. San. ve Tic. A.Ş. işyerlerinde yapılan işlerin girdiği işkolunun tespitine ilişkin 2018/40 nolu işkolu tespit kararının 08.07.2018 tarih ve 30472 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlandığını, işkolu tespit kararında “... Grup Sağ. Tem. Hiz. İnş. San. ve Tic. A.Ş. ünvanlı işverenliğe ait olan ...Başmüdürlüğü Muratpaşa/... adresindeki ... SGK Sicil nolu işyerinde PTTnin asıl işlerinden olan posta dağıtım ve ayırım işlerinin yürütüldüğü, işçilerin de sözleşme ve teknik şartnameye uygun olarak postaların ayırım ve dağıtım işleri kapsamındaki işlerde çalıştıkları, şirket tarafından yürütülen postaların ayrım ve dağıtım işinin postacılık faaliyeti kapsamında olduğu, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 07 sıra numaralı “İletişim” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir.” şeklinde açıklamaya yer verildiğini, işkolu tespit kararının, 6356 sayılı Sendikalar Kanununa, 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanununa, İşkolları Yönetmeliğine ve Yargıtay yerleşik kararlarına açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket çalışanlarının tespite konu işyerlerinde yürüttüğü ağırlıklı faaliyetin PTT A.Ş.’nin kargo-kurye, lojistik ve destek hizmetlerinin gerçekleştirilmesi olmasına rağmen dava konusu işkolu tespit kararında yapılan işlerin posta ayırım-dağıtım işi olduğunun belirtilmesinin hatalı olduğunu, İşkolları Yönetmeliğinin 53.20 sınıflandırmasında yer alan düzenleme gereğince, tespite konu işyerlerinde davalı şirket işçileri tarafından yapılan işlerin niteliği itibariyle diğer posta hizmetleri kapsamında değerlendirilecek olup İşkolları Yönetmeliğinin 15 sıra numarasında yer alan “Taşımacılık” işkoluna girdiğini, davalı ... Grup Sağ. Tem. Hiz. İnş. San. ve Tic. A.Ş. tarafından hizmet alım sözleşmesiyle faaliyet gösterilen tespite konu işyerlerinde çalışan işçilerin yaptıkları işin, kargo-kurye işi olduğunu, bu nedenle kargo ve kurye faaliyetlerinin İşkolları Yönetmeliği ve ekli listede, 53.20 nace koduyla 15 nolu “Taşımacılık” işkolunda tasniflendirildiğinden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, tespite konu ... Grup Sağ. Tem. Hiz. İnş. San. ve Tic. A.Ş. işyerlerinde yapılan işlerin posta ayırım-dağıtım işlerinden bile olsa söz konusu işlerin evrensel postacılık faaliyeti niteliğinde olmadığından yine “Taşımacılık” işkoluna gireceğini, işkolu tespitinin değerlendirilmesinde asıl olan işin niteliği olup davalı Bakanlıkça yapılan işlerin PTT A.Ş.’nin işleri olduğu açıklanarak asıl işveren işyerlerinde yapılan işkolunda yer aldığının tespitinin hatalı olduğunu, Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince, hizmet alım ihalesi ile faaliyet yürütülen işyerlerinde yürütülen işlerin girdiği işkolunun, asıl işveren tarafından yürütülen faaliyetlerden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini, 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanununun “Evrensel hizmetin kapsamı” başlıklı 5. maddesinde sayılan hallerin hiç birisinde destek hizmetleri başlığına yer verilmemesinin, davalı şirket tarafından faaliyet gösterilen işlerin diğer posta faaliyetlerinden olduğunu ortaya koyduğunu ileri sürerek tespite konu işyerlerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Yönetmeliğinin 07 sıra numaralı “İletişim” işkoluna girdiğine dair 08.07.2018 tarih ve 30472 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2018/40 karar nolu işkolu tespit kararının iptaline, davalı şirket tarafından yürütülen işlerin, İşkolları Yönetmeliğinin 53.10 nace koduyla sınıflandırılan evrensel hizmet yükümlülüğü altında postacılık faaliyetlerinden olmadığından, 53.20 sınıflandırmasında 15 nolu “Taşımacılık” işkoluna giren diğer posta hizmetleri arasında gösterildiğinden davalı ... Grup Sağ. Tem. Hiz. İnş. San. ve Tic. A.Ş. faaliyet yürütülen işyerlerinde yapılan işlerin niteliği gereği İşkolları Yönetmeliğinin 15 sıra numarasında yer alan “Taşımacılık" işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Cevap veren davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili gerekçeli dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359 uncu maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk derece mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken zorunlu hususlardandır.
    Buna göre kararda, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Gerekçe, mahkemenin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Mahkeme, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan/YILMAZ, Ejder: 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı , ... 2011, s.472).
    Anayasa’nın 141 inci maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkrasının bulunması zorunludur.
    Nitekim 07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği kanun koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi, tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hale getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez.
    Diğer taraftan 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 38 inci maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 359 uncu maddesine eklenen üçüncü fıkra “Bölge adliye mahkemesi, başvurunun esastan reddi kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerini özetlemek ve ret sebeplerini açıklamak kaydıyla, kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermekle yetinebilir.” şeklindedir. Söz konusu hüküm gereğince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi durumunda da ileri sürülen istinaf sebepleri bölge adliye mahkemesince değerlendirilmeli ve ret sebeplerine dair gerekçe tesis edilmelidir.
    Açıklanan hukuki olgular karşısında belirtmek gerekir ki, somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken zorunlu unsurlardan olan “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” hususları kararda yer almadığından, davacı vekilinin gerekçeli şekilde istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları değerlendirilmediğinden ve bu itirazlara dair bir gerekçe tesis edilmediğinden, bir başka ifadeyle karar somut olaya özgü hukuki gerekçe ihtiva etmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesine aykırı olarak tesis edilmiştir.
    Bu itibarla, anılan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde tesis edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi