10. Ceza Dairesi 2016/3502 E. , 2017/3524 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 15/11/2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheliler ... ve ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının düşmesine dair Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2016 tarihli ve 2015/755 esas, 2016/525 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 01/12/2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheliler hakkında, 08.11.2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına, ayrıca denetimli serbestlik tedbiri kapsamında yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurması veya kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği, erteleme kararının tebliğ edildiği,
2- Şüphelilerin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından yapılan tebligata rağmen 10 gün içinde başvurmadığı gerekçesi ile kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılmaları isteğiyle kamu davası açıldığı,
3- Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2016 tarihli ve 2015/755 esas, 2016/525 sayılı kararı ile “ortada şüphelilere tebliğ edilip kesinleşmiş bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı olmadığından, kovuşturma şartı olan denetime uymamakta ısrar etme şartının gerçekleşmeyeceği” gerekçesiyle, “kamu davasının düşmesine” ve ayrıca “sanıklara kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulünce tebliğ edilip karar kesinleştirildikten sonra müteakip işlemlerin yapılması bakımından dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine” karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenleme yer aldığı,
Somut olayda ise sanıklara usulüne uygun tebligat yapılmaması nedeniyle "ısrar koşulunun" gerçekleşmediği, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2016 tarihli ve 2015/755 esas, 2016/525 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, mahkemece “ortada şüphelilere tebliğ edilip kesinleşmiş bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı olmadığından, kovuşturma şartı olan denetime uymamakta ısrar etme şartının gerçekleşmeyeceği” gerekçesiyle, “kamu davasının düşmesine” karar verilmiş ve bu şekilde davanın esasını çözen ve CMK’nın 223. maddesinde sayılan karar türlerinden “düşme” kararı ile yargılama sonlandırılmıştır. Bu nedenle mahkemece verilen “düşme” kararı ile sanığın bütün yükümlülükleri ortadan kalkacağından, somut olayda olduğu gibi düşme kararı verildikten sonra ayrıca “sanıklara kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulünce tebliğ edilip karar kesinleştirildikten sonra müteakip işlemlerin yapılması bakımından dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine” karar verilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyanın infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “kamu davasının düşmesine” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra “sanıklara kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulünce tebliğ edilip karar kesinleştirildikten sonra müteakip işlemlerin yapılması bakımından dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı"na iadesine” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/04/2016 tarihli ve 2015/755 esas, 2016/525 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 14.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.