10. Ceza Dairesi 2016/3507 E. , 2017/3523 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 07/12/2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kula Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/04/2016 tarihli ve 2015/420 esas, 2016/247 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 19.12.2016 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 18/03/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği,
2- Şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından yapılan tebligata rağmen 10 gün içinde başvurmadığı gerekçesi ile kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması isteğiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı,
3- Kula Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2016 tarihli ve 2015/420 esas, 2016/247 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
4- Karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine, mahkemece 16.06.2016 tarihli ek karar ile infazın durdurulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında yer alan, ""TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır " hükmüne yer verilmiştir. Sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılmış, sanık başvuruda bulunmamıştır. Sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekir. Somut olayda "ısrar koşulu" gerçekleşmemiştir. Bu durum CMK"nın 174. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kıyasen uygulanarak bir "kovuşturma şartı" olduğundan..."" şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, somut olayda şüpheli ... hakkında kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda Kula Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/02/2015 tarihli ve 2015/180 soruşturma, 2015/9 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
Salihli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan, tedavi ve denetimli serbestlik kararının icrası için 10 gün içinde başvuru yapması aksi halde yükümlülüğü ihlal etmiş sayılacağı şerhini içerir tebligatın şüpheliye 18/06/2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, buna karşın şüphelinin belirlenen 10 günlük süre içinde ilgili müdürlüğe başvurmadığından bahisle Salihli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 30/06/2015 tarihli ve 2015/874 sayılı kararı ile şüpheliye ait dosyanın kapatılarak Kula Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderildiği, Kula Cumhuriyet Başsavcılığının 27/07/2015 tarihli iddianamesi ile şüphelinin daha önceden verilen kamu davasının ertelenmesi kararı kapsamında denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulduğu, şüphelinin yasal süre içerisinde denetimli serbestlik tedbirinin infazı için müracaat etmediğinden erteleme kararı kaldırılarak hakkında kamu davası açıldığı, Kula Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/04/2016 tarihli ve 2015/420 esas, 2016/247 sayılı kararı ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Kula Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/04/2016 tarihli ve 2015/420 esas, 2016/247 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Sanık, açıklamalı tebligata rağmen 10 gün içinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne başvurmamıştır. Sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakla ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, buna rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde, sanık hakkında kamu davası açılması gerekir.
Somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediği anlaşıldığından Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Kula Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/04/2016 tarihli ve 2015/420 esas, 2016/247 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 14.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.