11. Hukuk Dairesi 2016/1468 E. , 2017/4190 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 08/10/2015 tarih ve 2013/739-2015/344 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin bareli tescilli markaların sahibi olduğunu, bu markaların tescilden önce ve tescilden sonra nizasız şekilde kullandıklarını, yaşanan kriz sonucunda müvekkiline ait marketlerdeki demirbaş malzemeler ile birlikte marketlerde kullanılmakta olunan markasının bedeli mukabilinde davalıya satıldığını davalının bu markayı kullanmadığını, davalının bu satış ve devir işleminden sonra müvekkil adına tescil olan logolarıyla açık şekilde bire bir benzerlik arzeden yanıbaşınızda logosunu tescil ettirmek şeklindeki eylemi ile tamamen kötü niyetli davranmış ve müvekkilinin tanınmışlığını kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını ileri sürerek davalılara ait yanıbaşınızda" markasının hükümsüzlüğü ile 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacılarınmarkası ile işletilen marketi 25/08/2010 tarihinde satın aldığını, daha sonra yanıbaşınızda" markasını tescil etmek için başvurduğunu ve kullanmaya başladığını markası adı altında yapılan marketçilik faaliyetinin müvekkiline devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava markanın hükümsüzlüğü ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı tarafın markalarının davalı markasından önceki tarihlerde başvurularının yapılarak tescil edildikleri, davacı markalarının ana unsurunun "mis" ibaresi ve özel tasarlanmış şekli olduğunu, ibaresi ve şekli üzerinde davacıların öncelikli hak sahibi olduğu, davalının daha sonra tescil ettirdiği dava konusu markayı davacıların daha önceden tescil ve tescilsiz kullandığı
ibare ve logosu ile ayırt edilmeyecek derecede benzer şekilde olduğu, bunun dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davalı tarafından kullanılan markanın kayıtlı olunması ve dava tarihine kadar hükümsüzlüğüne de karar verilmemiş olması karşısında, kullanıldığı dönem itibariyle geçerliliğini sürdürmesi nedeniyle markanın kullanmasından dolayı davacıların maddi tazminat isteme şartlarının oluşmadığı, davalının dava konusu markanın tanınmışlığına ve onun bilinen özelliği ibaresini kullanmasından dolayı davacının manevi zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıya ait marka-logonun hükümsüzlüğüne, maddi tazminat isteminin reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava marka hükümsüzlüğü ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece maddi tazminatın reddine, manevi tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın davacılardan hangisine ilişkin olduğu belirtilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak biçimde ""davacıya verilmesine"" şeklinde hüküm tesisi doğru görülmediğinden manevi tazminata ilişkin hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davacı temyizine gelince, mahkemece uyuşmazlık konusu markanın tescilinin dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu ve böylece mahkemece kötüniyetin varlığı kabul edildiği halde 556 sayılı KHK"nın 43. maddesi uyarınca uğranılan maddi zararın tazmini talebinin incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle maddi tazminat talebinin reddi yerinde görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 11/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.