
Esas No: 2016/17967
Karar No: 2017/9882
Karar Tarihi: 22.06.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/17967 Esas 2017/9882 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Somut olayda; gerekçeli kararın, davalı asiller ... ve ..."ya 7201 Sayılı TK"nun 11. maddesine aykırı olarak tebliğ edildiği ve yapılan işlemin yok hükmünde olduğu, dolayısıyla alacaklı vekilinin temyiz başvurusunun süresinde olduğu anlaşıldığından, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin (İcra Hukuk) 25..3.2016 tarih ve 2015/98 E., 2016/12 K., sayılı temyiz talebinin reddine dair ek kararının oy birliğiyle kaldırılmasına karar verilerek, anılan mahkemenin aynı sayılı ve 22.01.2016 tarihli asıl kararının temyiz incelemesine geçildi:
Borçlunun, aleyhine başlatılan icra takibinde, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunan taşınmazının haczedildiğini, İ.İ.K.’nun 82. maddesi gereği, anılan taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek üzerindeki haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK"nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. İİK"nun 82. maddesi hükmüne göre; haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçinin, meskeninin değerinden, haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder.
O halde mahkemece; yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca borçlunun meskeniyet şikayetinin değerlendirilerek anılan taşınmaz üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle denetime elverişli, somut veriler içeren rapor alındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.