11. Hukuk Dairesi 2017/2953 E. , 2017/4189 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 13/04/2017 tarih ve 2017/188-2017/166 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı 13/03/2014 keşide, 31/05/2014 vade tarihli bonoyu düzenleyerek müvekkiline verdiğini, borçlu şirket aleyhine 26/01/2015 tarihinde icra takibi yaptıklarını, takibin kesinleştiğini, borcun ödenmediğini, icra dosyası üzerinden davalı tasfiye memuruna ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen şirketin tasfiyesinin kapatılmasına karar verildiğini ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu şirketin devam eden davası olduğuna dair müdürlüklerine herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ..., 10/12/2014 tarihinde tasfiye konusunda karar alındığını, 17/12/2014 tarihinde ise bu kararın tescil edildiğini, şirket ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığını, icra takibinde müvekkiline tebligat yapılmadığını, 27/01/2016 tarihli karar ile şirketin tasfiyesinin gerçekleştiğini, 01/02/2016 tarihinde ise ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğini, senedin teminat senedi olduğunu, şirketin kayıtlarında borç gözükmediğini, senedin ciro silsilesinde tahrifat yapıldığını, şirketin herhangi bir malvarlığının bulunmaması sebebiyle davacının hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava dışı sayılı dosyasında şirkete karşı 26/01/2015 tarihinde icra takibi yapıldığı, terkin işleminin ise 05/02/2016 tarihinde yapıldığı, tüm alacak ve borçların tasfiye edilmediği, bu kapsamda ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu hale geldiği gerekçesiyle şirketin ihyasına karar vermiştir.
Karara karşı davalı tasfiye memuruvekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
tüm dosya kapsamına göre, dava dışı sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, TTK 547.maddesinde belirtildiği üzere bu durumda ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu hale geldiği, ilk derece mahkemesince şirketin ek tasfiyesine ve ihyasına icra dosyası ile sınırlı olmak üzere karar verilmesi gerekirken doğrudan ve kalıcı bir şekilde şirketin ihyası ile ticaret siciline tescil ve ilanına yönelik kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının icra dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyası şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı ... tarafınca yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı davalı ..."un temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11/09/2017 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.