17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5645 Karar No: 2018/2296 Karar Tarihi: 13.03.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5645 Esas 2018/2296 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/5645 E. , 2018/2296 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.03.2018 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı asil ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ile davalı ... dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, murisin yolcu olarak bulunduğu, davalının sürücüsü olduğu aracın yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne ve babası olup elem çektiğini beyanla, 50.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 30.000,00 TL, ... için 30.000,00 TL manevi tazminatın 08/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olayda davacı anne ve baba evlatlarını trafik kazasında kaybettiğinden ayrı ayrı 50.000’er TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davacılar için ayrı ayrı 30.000’er TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Kaza (ölüm) tarihi (8.7.2009), sosyal ekonomik durum gibi hususlar dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın miktarı davacılar için bir miktar fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükümlerin BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.