Taraflar arasındaki “Şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbu 3. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 28/9/2006 gün ve 2005/1465-1085 sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 4/3/2007 gün ve 2007/3667-6381 K. sayılı ilamı ile; (...Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede dosya borcunun ödendiği nedeniyle İİK. nun 71.maddesine dayalı itfa itirazıdır. İcra takibi 21.02.2003 tarihinde 1.489,50-YTL. toplam alacak için yapılmış olup, itfa itirazının yapıldığı 10.03.2006 tarihi itibari ile dosya borcunun fer’ileri ile beraber ulaştığı rakam ihtilaf konusu miktardır. Her ne kadar bu tarih itibariyle icra dosyasında yapılmış bir hesap tablosu yok ise de, borçlunun ödediğini iddia ettiği 3.240,00-YTL.nin dava konusu olarak kabulü halinde dahi bu miktarın 4949 Sayılı Yasa ile değişik İİK.nun 363/2.maddesinde öngörülen ve karar tarihi itibari ile uygulanması gereken 3.120,00-YTL. lik temyiz sınırının üzerinde olması nedeniyle mahkeme kararının temyizi kabildir. Bu nedenle, alacaklı vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 20.09.2006 tarih 159-193 sayılı mahkeme kararı yerinde görülmediğinden oybirliğiyle kaldırılmasına karar verilerek 28.07.2006 tarihli ve aynı sayılı hükmün temyiz incelemesine geçildi:
İİK.nun 71/1.maddesi gereğince borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman tetkik merciinden isteyebilir. Somut olayda borçlunun itirazına dayanak yaptığı ödeme belgelerinin incelenmesinde, hiç birinde takip dosyası veya takibe konu borç için yapıldığına dair bir açıklamanın bulunmadığı ve icra takip dosyasına açık bir atıf yapılmadığı gibi, 1.240,00-YTL.lik ve 400,00-YTL.lik ödemelerin ise alacaklı veya alacaklı vekiline yapılmadığı görülmektedir. Alacaklı vekili de bu ödemelerin şikâyete konu icra takip dosyası için değil, başka alacaklar nedeniyle olduğunu ileri sürerek kabul etmediğini beyan etmiştir. Bu durumda anılan ödeme belgelerinin İİK. nun 71.maddesine uygun itfa belgesi olarak kabulü mümkün değildir. O halde Mahkemece, borçlunun itfa itirazının reddi gerekirken, bilirkişiye taraflar arasındaki diğer borç ilişkilerini incelettirmek suretiyle ödemelerin bu dosya için yapılmış olduğu sonucuna varılarak takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Şikayet; kiracının adresinde haczedilen malların finansal kiralama sözleşmesine konu mallar olduğundan mülkiyetinin finansal kiralama şirketine ait olduğu ve Finansal Kiralama Kanunun 19. maddesi gereğince finansal kiralama konusu malların haczedilemeyeceği iddiası ile; teminatsız olarak takibin durdurulması, icra müdürlüğünün red kararının kaldırılması ve sözleşmeye konu ekipmanın takip dışında tutulması istemine ilişkindir.
Davacı haczedilen taşınmazların finansal kiralama sözleşmesi ile kiralandığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını istemiş, davalı davayı kabul etmiş, sadece mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki istihkak iddiası konusundaki başka bir dosyada mahkemece takibin devamına karar verildiğinden, şikayet tarihi itibariyle talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda belirtilen gerekçe ile karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece önceki gerekçelerle ve ayrıca; bozma ilamında belirtilen şekilde dosyaya bir itfa itirazı yapılmadığı, bozma ilamındaki gerekçelerin dosyadaki delillerle örtüşmediği, muhtemelen başka bir dosyanın delillerinin ve bozma gerekçelerinin zuhulen yansıtıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Şikayetçi vekilinin icra mahkemesine başvurusunun, Özel Dairenin kabulunün aksine takibin kesinleşmesinden sonraki devrede dosya borcunun ödendiği gerekçesiyle İİK. nun 71.maddesine dayalı itfa itirazı olmadığı ve bozma gerekçesinin dosyadaki delillerle örtüşmediği görülmüş; kararın açıkça maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd.)
Hal böyle olunca, maddi hata nedeniyle incelenmediği anlaşılan temyiz istemlerinin incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye ait olup; dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/10/2009 gün ve 2009/9-377-435 sayılı kararı da aynı yöndedir.
SONUÇ: Açıklanan gerekçeyle, maddi hata nedeniyle incelenmemiş olan davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 18.11.2009 oybirliğiyle karar verildi.