11. Hukuk Dairesi 2016/7551 E. , 2017/4188 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/369-2015/363 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin B grubu her biri 1.000,00 TL olan iki adet hamiline hisse senedini 01/02/1977 tarihinde aldığını ve 6101-037 kâr ortaklığı hesabını açtırdığını, bu güne kâr davalı şirketin karından hissesine düşen miktarın bu hesaba yatırılması gerektiğini, davalı şirketin buna ilişkin ödemeleri yapmadığını, müvekkilinin davalı şirketten aldığı hisse senetlerine ödenmesi gereken kâr payları ile kar ortaklığı hesabındaki miktarın geçmişe dönük faizleriyle birlikte şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının şirketlerine ait herhangi bir ortaklığı bulunmadığını, davacının elindeki hisse senetlerinin müvekkiline ait olmadığını, davacının elindeki hisse senetlerinin benzer isimdeki farklı bir şirkete ait olduğunu, şirketlerinin kuruluşundan bugüne hamiline basmış olduğu hisse senedi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava, hisse senedine istinaden istenilen kar payı alacağına ilişkin olduğu, dava dışı ticaret sicil kayıtlarında şirketi merkezli olduğu ve tasfiye halinde olduğu, dava konusu 01.02.1977 tarihinde unvanlı şirket tarafından davacı ...’a satıldığı, davalı olarak gösterilen ve farklı şirket hüviyetinde olan davalı unvanlı şirketin 20.05.1981 yılında kurulduğu, dava dışı davalı şirketin kurucu ortaklarından bir tanesi olduğu fakat 20.01.2004 tarih ve 55 nolu idari meclis kararıyla davalı şirketteki hisselerini devrederek ayrıldığı, davacının elinde bulunan hisse senetlerinin farklı bir tüzel kişiliğe sahip bulunan ve davalı ile aralarında organik bir bağ olduğu da davacı tarafça ispatlanamayan Ankara merkezli olduğu, davalı şirkete husumet düşmediği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.