12. Ceza Dairesi 2016/3420 E. , 2018/572 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanık ... hakkında- TCK"nın 85/2, 62, 50/1-a-4, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında- TCK"nın 85/1, 62, 50/1-a-4, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan katılan sanık ve sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan sanık müdafii ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A- Sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
20.05.2013 günü saat 22:26 sıralarında, 0.92 promil alkollü olduğu tespit edilen sürücü ...’nun kullandığı motosikletle yolcusu ... ile birlikte bölünmüş yolda, ... istikametinden ... istikametine seyri sırasında geldiği olay mahalli yol bölümündeki kavşakta, seyir halinde olduğu sağ şeritten sol şeride doğru doğrultu değiştirmesi sırasında, aynı yönde arkadan sol şeridi takiben gelen sürücü ... yönetimindeki otomobilin önünü kapatması sonucu, sanık ...’in otomobilin ön kısmıyla motorsikletin sol yan kesimine sol şeritte çarpması sonucu, motorsiklette yolcu olarak bulunan ...’in vefat ettiği, ...’nun hayati tehlikeye, kemik kırığına ve son alınan rapora göre %32 oranında özürlü olacak şekilde yaralandığı ve sanığın tali kusurlu kabul edildiği somut olayda, sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması; aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, sanığın beraatine karar verilmesi ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında hükmedilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine ve TCK"nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
3- Adli para cezasının taksitlerinden birinin zamanında ödenmemesi halinde, geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceğinin ihtaratı ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde “taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi halinde kalan kısmın tamamının tahsiline” karar verilmesi ve hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, TCK"nın 52/4. maddesi gereğince, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususuna hükümde yer verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden (1) olarak numaralandırılan hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “suç sebep ve saiklerine" ibaresinin hükümden çıkarılmasına, aynı hüküm fıkrasının 4. bendinin çıkarılarak yerine “Sanığa verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK"nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK"nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 760 tam gün olarak belirlenmesine; TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 15.200TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesine, yine aynı hüküm fıkrasının 5. bendinin son cümlesinde yer alan "kalanının tahsiline" ibaresinin çıkartılarak yerine " tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtarına" ibarelerinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Sanık ..."nun mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Katılan sanık ... müdafiinin hükmü sadece sanık müdafii sıfatıyla temyiz ettiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Olay günü 0.92 promil alkollü vaziyette asli kusuru ile kazaya neden olan sanık hakkında TCK"nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle, sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, eksik inceleme yapıldığına, TCK"nın 22/6. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden (2) olarak numaralandırılan hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “suç sebep ve saiklerine" ibaresinin hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.