17. Hukuk Dairesi 2015/17551 E. , 2018/2287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili, ihbar olunan ... ve ihbar olunan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R -
Davacılar vekili, murisin yolcusu olduğu, zorunlu trafik sigortası bulunmayan traktörün tek taraflı trafik kazası yapması sonucu küçük murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne ve babası olup destekten yoksun kaldıklarını, davalı tarafça 19/2/2014 tarihinde davacı baba için 10.976,00-TL, anne için 13.096,00-TL ödeme yapıldığını, ödemelerin yetersiz olduğunu beyanla, belirsiz alacak davası olarak her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00-’er TL maddi tazminatın başvuru tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle taleplerini davacı ... için 48.985,61 TL, davacı ... için 63.019,23 TL’ye yükselterek dava tarihinden itibaren avans faizi talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile, davacı ... için 48.985,61 TL ve davacı ... için 63.019,23 TL olmak üzere toplam 112.004,84 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili, ihbar olunan ... ve ihbar olunan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dilekçesi ile ... ve ... aleyhine bir dava ikame edilmemiş, ... ve ..."e talep üzerine dava ihbar edilmiş, davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatını haiz ... ve ... aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan ... ve ihbar olunan ...’in temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, traktörün dava dışı sürücüsünün yolcu olan murisin öz dayısı olmasına, ahlaki görevin ifası niteliğinde olan söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilememesine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Buna göre; destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, zarar görenlerin istifade sürelerinin belirlenmesi önem taşımaktadır.Somut olayda muris kaza tarihinde 11 yaşında olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda 18 yaş yerine, küçük murisin anne ve babasına ev işlerinde yardım ve hizmet edeceği şeklindeki gerekçeyle 11 yaşından itibaren destek tazminatı hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
4-Türk Medeni Kanunu"nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, 11 yaşındaki desteğin bir yandan okula giderken, bir yandan da yardım ve hizmet ederek anne ve babasına destek olacağı, bu yardım ve hizmetlerle kendisine yapılan masrafların karşılığını da ödemiş olacağı gerekçeleriyle yetiştirme gideri tenzil edilmemiştir. Davacı anne Mülkiye köyde yaşayıp okuma yazması olmayıp dosya kapsamında çalıştığına dair bir delil bulunmamaktadır. Esasen yetiştirme gideri indiriminin yapılabilmesi için davacı annenin çalışan, geliri olan, desteğin yetiştirme giderlerini kısmen de olsa üstlenmiş olan kişilerden olması gerekmektedir. Bu bakımdan sonuç itibariyle davacı anne için yetiştirme gideri indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik yok ise de, 11 yaşındaki desteğin 18 yaşında kazanç elde etmeye başlayacağı, bu yaşa kadar davacı babanın yetiştirme gideri yapacağı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece yukarıda (3) nolu bent gereği aldırılacak ek raporda anne ve baba için yeniden hesaplanacak tazminattan, davacı baba bakımından murisin 18 yaşına kadar asgari ücretin %5"i oranında tespit edilecek yetiştirme giderinin indirilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
5- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44. md.) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin Kamyon, Kamyonet ve Römorklarla Yolcu Taşınabilmesi Esasları başlıklı 130. maddesine göre; ‘‘Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarda yük üzerinde insan taşınması yasaktır.
Gerekli hallerde, kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarla;
a) Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun oturma yerleri yapılması,
b) Kasa kenarlarının düşmeyi önleyecek şekilde kapalı ve üzerinin örtülü olması,
Şartıyla taşıma sınırının her tonu için 2 yolcu taşınabilir.
c) Kısa mesafelerde işçi taşınmasında kullanılacaklar için, kasanın yanı ve arka kapaklarının 90 cm. yükseklikte ve sağlam şekilde kapalı olması, karoser zemininden itibaren en az 120 santimetre yüksekliğinde elle tutulacak sağlam bir korkuluğunun bulunması şartı ile taşıma sınırının her tonu için ayakta 2 yolcu (işçi) taşınabilir. Bu amaçla kullanılan araçların üzeri açık olabilir.
d) Yükle birlikte yolcu ve hizmetlilerin taşınmasında aşağıdaki esaslara uyulması mecburidir.
1) Yüklerin sağlam olarak yerleştirilmiş ve bağlanmış olması,
2) Kasanın yan ve arka kapaklarının kapalı olması,
3) Yolcuların kasa içinde ayrılacak bir yerde oturtulması,
4) Yüklerin üzerine hiçbir şekilde yolcu bindirilmemesi,
Şartıyla yükle birlikte yolcu taşınabilir.’’
Somut olayda traktör/römorkta sürücü dışında toplam dört yolcu bulunup, kaza tarihinde 11 yaşında olan muris traktörün kaya parçalarıyla yüklü römorkuna yolcu olarak binmiş, daha sonra sadece römorkun hala traktöre bağlı şekilde sol yanına yatması sonucu muris vefat etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde murisin traktörde yolcu olduğunu, yeterli güvenlik önlemlerini almadığını, müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkeme gerekçesinde davalı yanın ölenin kusuru ile ilgili savunmalarının gerek ceza dosyası kapsamında ve gerekse davadan önce mevcut hali ile ödemeyi yapmış olmaları karşısında geçerli görülmediği belirtilmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen davaya konu ceza dosyasında yolcu muris kasa içinde kurallara uygun olarak bulunmamaktan tali kusurlu bulunmuş, davalı ... da davadan önce davacılara yaptığı ödemede murisi %25 oranında kusurlu kabul ederek kusur durumuna göre ödeme yapmıştır. Dolayısıyla mahkemenin bu gerekçesi dosya kapsamına uymamaktadır. Bu durumda mahkemece davalının müterafik kusur savunması üzerinde durularak, yukarıda belirtilen yönetmelik hükmü de değerlendirilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44. md.) uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekip gerekmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
6- Zarara neden olan traktör ticari araç olmayıp temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan ... ve ihbar olunan ...’in temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3), (4), (5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ile İhbar Olunanlar ... ve ..."e geri verilmesine 13.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.