15. Ceza Dairesi 2019/789 E. , 2021/1757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 62, 52, 53, 58. maddeleri uyarınca 2 kez mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar içeriğinde sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmamasına karar verildiğinin belirtilmesi, yazım hatası kabul edilmiştir.
Dairemizin 12/09/2017 tarih, 2017/19221 Esas, 2017/18265 karar sayılı ilamıyla önceki hükümlerin uzlaştırma işlemlerinin yapılması için bozulması üzerine dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, düzenlenen raporda, sanığın, katılan ..."e 25.000 TL, katılan ..."ya 15.000 TL"yi 2018 yılının Nisan ayında ödeyeceğini beyan ettiği, katılanların da bu teklifi kabul ettiği, böylelikle edimin ifasının ileri tarihe ertelendiği ve 25/04/2018 tarihinde yapılacak ödeme dekontlarını mahkemeye sanığın bizzat sunacağının kararlaştırıldığının anlaşıldığı olayda; 5271 sayılı CMK’nın 254/2. maddesi uyarınca uzlaşma sonucunda edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması nedeniyle sanık hakkında, aynı Kanunun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekmekte ise de; karar tarihi itibariyle edimlerin yerine getirilmediğinin anlaşılması karşısında, bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın Ev-len Emlak isimli işyerinin sahibi olduğu, icradan ucuz araç alabileceğini söylediği katılanlarla anlaşma sağlandığı, katılan ..."in 3 araca müşteri olduğu ve aşamalarda araç bedellerini ödediği, katılan ..."nın 7 araca müşteri olduğu, kapora olarak toplam 36.000 TL ödediği, güven telkin etmek için olayın en başında 1"er aracı katılanlara anlaşma gereği teslim ederek bu sayede katılanların daha fazla araca müşteri olmasını sağladığı, sonrasında araçları teslim etmediği, bu suretle dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık savunması, katılanların beyanı ile tüm dosya içeriğine göre sanığın atılı dolandırıcılık suçlarını işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek katılanlara yönelik dolandırıcılık suçlarını işlemesi karşısında, sanık hakkında TCK"nın 43. madde hükmünün uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın verilen cezanın haksızlık ve beraatine hükmedilmesine ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre, sanık hakkında tekerrüre esas alınan Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/487 Esas, 2010/809 Karar sayılı ilamıyla ilgili olarak mahkemenin 24/03/2017 tarihli ek kararı ile uzlaştırma nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve güncel sabıka kaydı içinde adı geçen ilamın bulunmadığının anlaşılması karşısında; Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/487 Esas, 2010/809 Karar sayılı hükmünün tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından, tekerrür hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olan bölümler çıkartılarak, yerine “Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 10/06/2013 tarih, 2012/521 Esas, 2013/285 Karar sayılı ilamı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen cezadan dolayı sanık hakkında hükmolunan cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.