Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1261
Karar No: 2019/408
Karar Tarihi: 04.04.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1261 Esas 2019/408 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1261 E.  ,  2019/408 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki "tapu kaydında düzeltim" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.04.2013 tarihli ve 2013/196 E., 2013/397 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 26.11.2013 tarihli ve 2013/11859 E., 2013/16761 K. sayılı kararı ile:
    "...Dava, tapu kaydındaki payların düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 337 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 1932 yılında yapılan kadastro sonucu dava dışı Mehmet Hacı Urlu ve ortakları adlarına tescil edildiği, davacıların kök miras bırakanı Seyit Mehmet Dıvaracıoğlu"nun 03.06.1957 tarihinde 6608385/452874240 pay satın aldığı, 1969 yılında ölümü üzerine 30.12.1982 tarihinde ırsen intikal yoluyla 33571391/ 4528744240 payın davacılardan ..."ın miras bırakanı..., 33571391/ 4528744240 payın davacılardan ..."ın miras bırakanı Nuriye Dıravacıoğlu adlarına tescil edildiği, 243627683/4528744240 payın ise 07.06.2000 tarihinde hükmen davacılardan ..."ya intikal ettiği, geriye kalan payların ise dava dışı birçok kişiye ait olduğu anlaşılmaktadır..
    Davacılar, anılan taşınmazdaki payların yanlış yazıldığını ileri sürerek payın düzeltilmesi isteği ile Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine eldeki davayı açmışlardır..
    Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde; “Çekişmesiz yargı,  hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir.
      Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Yani, 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargının ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilebilir.
    İzmir 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.12.2012 gün 2011/172E-2012/1492 sayılı ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasında hükme dayanak yapılan 07.06.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacıların kök miras bırakanları Seyit Mehmet Dıvaracıoğlu"nun 1969, eşi Halime"ninde ise 1979 yılında öldükleri, Halime ve Seyit Mehmet"in vasiyetname düzenledikleri, İzmir Ahkamı Şahsiye 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.11.1976 gün 1973/48-1976/1415 sayılı kararıyla Seyit Mehmet"in vasiyetinin tenfiz edildiği,İzmir Ahkamı Şahsiye 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.01.1980 gün 1979/963-1980/62 sayılı kararıyla Halime"nin vasiyetinin tenfiz edildiği, İzmir Ahkami Şahsiye 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.11.1981 tarihinde kesinleşen 1981/1904E-1981/1864 sayılı kararıyla Halime ve Seyit Mehmet mirasçılarının iştirak halindeki paylarının müşterek mülkiyete çevrilmesine, vasiyetnamelerin müşterek mülkiyet hükümlerine göre tenfizine karar verildiği, 29.12.1982 gün 6157 yevmiyeli ırs ve vasiyet işlemi sırasında İhsane, Raziye ve Nuriye"nin paylarının eksik hesaplandığı, Nuriye"nin payının 33707647/4528744240, Raziye"nin payının 335707647/ 4528744240, İhsane"nin payının 243955171/4528744240 olması gerektiği belirtilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece ortaklığın giderilmesi dosyasında bulunan 07.06.2012 havale tarihli bilirkişi raporu esas alınarak İhsane, Raziye ve Nuriye"nin paylarının düzeltilmesine karar verilmiştir. Ancak yapılan düzeltim sonucu anılan kişilerin payları artırılmıştır.
    O halde, mülkiyet nakline neden olacak bir davanın çekişmesiz yargı olarak değil, paydaşlar arasında tapu iptal ve tescil davası olarak görülmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik taraf teşkili ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir...."
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, paylı mülkiyete tabi taşınmaza ait tapu kaydında davacı paylarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, İzmir İli, Konak İlçesi, 337 ada 20 parselde kayıtlı taşınmazda davacı ... ile diğer davacıların murisleri olan Nuriye Dıravacıoğlu ve..."nun başka şahıslarla birlikte malik olduklarını, taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davası sırasında tapudaki payların toplamı ile paydanın birbirini tutmadığı, bunun da vasiyetnamelerin tenfizi ile müşterek mülkiyete dönüş işlemi sırasında yapıldığının anlaşıldığını, mahkemece bu hususta bilirkişiden rapor alınmasına karşın paylarda düzeltme yapılmadan ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, Tapu Müdürlüğünün pay ve paydanın düzeltilmesi konusunda mahkeme kararı ya da maliklerin muvafakati gerektiğini bildirmesi nedeniyle eldeki davanın açıldığını belirterek, payların ortaklığın giderilmesi dosyasında alınan 04.06.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, yapılan incelemede pay ve payda toplamında ortaya çıkan hatanın aktarım ve yazım hatası olmadığı, vasiyetnamenin tenfizi ve müşterek mülkiyete dönüş işleminde yapılan hisselendirme sonucu ortaya çıktığının anlaşıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Yerel mahkemece, ortaklığın giderilmesine ilişkin İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/172 E. sayılı dava dosyasında alınan 04.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda ilgili veraset ilâmları ile vasiyetnamenin tenfizi kararlarında belirlenen payların birlikte değerlendirilerek Nuriye, Raziye ve İhsane"nin tapu kaydında olması gereken paylarının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda karar başlığında açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, bozma ilamında belirtildiği şekilde mülkiyet naklinin söz konusu olması ve davanın tapu iptal tescil davası olarak görülmesi için davacılar dışındaki diğer paydaşların pay ve paydalarında onların aleyhine bir değişikliğin olması gerektiği, ancak diğer paydaşların pay veya paydalarını etkileyerek bir talep ve değişikliğin olmadığı, sadece üç davacının payları düzeltilerek tüm paydaşların toplam payları ile paydanın eşitlendiği, dolayısıyla düzeltme işleminden mağdur olacak paydaş bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş, direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; paylı mülkiyete konu taşınmazdaki malik paylarının düzeltilmesi istemi ile açılan eldeki davada, mülkiyet naklinin söz konusu olup olmadığı, bu bağlamda davanın çekişmeli yargı işi mi yoksa çekişmesiz yargı işi mi olduğu, varılacak sonuca göre uyuşmazlığın paydaşlar arasında açılacak tapu iptali ve tescil davası sonucunda çözümlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere, kayıt düzeltilmesi davaları kaynağını 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1027. maddesinden almaktadır. Bu madde hükmüne göre ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, Tapu Sicili Tüzüğü kuralları uyarınca resen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazım hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz.
    22.07.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğünün 74. maddesi ile ana ve yardımcı siciller üzerindeki düzeltmelerin ne şekilde yapılacağı düzenlenmiştir.
    Anılan madde;"... (1) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re"sen düzeltme yapılır.
    (2) İstem belgesinde yapılan yanlışlık veya eksiklik düzeltilerek belgenin uygun bir yerine yazılmak suretiyle taraflar ve tapu görevlilerince imzalanır ve sicilde buna uygun düzeltme yapılır.
    (3) Ana veya yardımcı siciller üzerinde yapılmış hata veya eksikliklerin, ilgililerce sunulan veya başka idarelerce düzenlenen belgelerden kaynaklanması hâlinde, ilgililerin gerçek durumu kanıtlayıcı belgelere dayalı başvuruları üzerine, istem yevmiye defterine kaydedilerek gerekli düzeltme yapılır.
    (4) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya esaslı yazım hatasının düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması gerekir. İlgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26/9/2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır.
    (5)Yapılacak düzeltmeler hatalı yazımdan sonra hak sahibi olmuş kişilerin hakkını etkileyici nitelikte ise, bu hak sahiplerinin de yazılı olurları aranır.
    (6) Müdürlük, ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri tebliğ etmekle yükümlüdür" hükmünü içermektedir.
    Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan mülga Tapu Sicili Tüzüğünün 85. maddesinin birinci fıkrası da "Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir" hükmünü taşımaktadır.
    Diğer taraftan; çekişmesiz yargı çekişmeli yargıdan farklı özellikleri bulunan bir yargı çeşidi olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 382. maddesinin 1. bendinde; "Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır" hükmüne yer verildikten sonra üç temel ölçüt "ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller", "ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller" ve "hâkimin resen harekete geçtiği hâller" olarak ifade edilmiştir.
    Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir.
    Ne var ki, 6100 sayılı HMK"nın 382. maddesinin 2. bendinin (ç) fıkrasında eşya hukukundaki çekişmesiz yargı işleri sayılmış ve fıkranın 1 numaralı alt bendinde taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılmasına ilişkin davaların çekişmesiz yargı usulüne tabi olacağı düzenlenmiş olup, hak ihlaline sebebiyet verecek nitelikteki düzeltmelerin çekişmesiz yargı işi olarak görülmesi mümkün değildir.
    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada paylı mülkiyete tabi 337 ada 20 parsel sayılı taşınmazda payların toplamının payda ile birbirini tutmadığı ve açıkta kalan bir kısım payların davacılara ait olduğu ileri sürülerek, açıkta kalan payların davacılar adına yazılmak suretiyle düzeltilmesi isteğinde bulunulduğu dikkate alındığında isteğin mülkiyet hakkına ilişkin olduğu açıktır. Nitekim mahkemece yapılan düzeltim sonucunda davacı paylarında artış olmuştur. Taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkına ilişkin olan açıktaki paylar hakkında  diğer paydaşların da hak iddiasında bulunabileceği gözetildiğinde eldeki davanın ilgili Tapu Müdürlüğüne yöneltilerek çekişmesiz yargı işi olarak görülmesi mümkün değildir.
    Öte yandan, yargılama usulleri birbirinden farklı olduğundan ve çekişmesiz yargı işlerinde teknik anlamda bir hasım da bulunmadığından, davaya görevsizlik kararı verilerek asliye hukuk mahkemesinde devam edilmesi imkânı da bulunmamaktadır. Ancak diğer paydaşlar hasım gösterilmek suretiyle açılacak bir dava ile bu iddialar ileri sürülebileceğinden, mahkemece davanın reddi gerekirken konunun salt tapu kaydında düzeltim davası olarak nitelendirilerek mülkiyet nakli oluşturacak şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.    
    Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.04.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi