11. Hukuk Dairesi 2016/5638 E. , 2017/4181 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 01/07/2015 tarih ve 2015/102-2015/336 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin taraf olduğu ve 2004/12 2009/360 sayılı ilamının kesinleşmesine müteakip esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, takibe dayanak ilamın 25/12/2009 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilim hakkında devam eden ceza ve hukuk takibe konu olan hüküm zimmet suçu nedeniyle açılan alacak davasıyla ilgili olup 22/09/1999 tarihinde işlenmiş zimmet suçuyla ilgili cevaz ve hukuk davaları devam ederken 02/11/1999 tarihinde hak kazanmış olduğu davalı banka nezdinde bulunan emekli ikramiyesine ve emekli maaşının 1/4" ne 01/06/2000 tarihinden itibaren bloke konulduğunuararının 25/12/2009 tarihinde kesinleşmesiyle ihtiyadi tedbirin kalktığını, takibe konu ilam hükmündeki zimmet suçundan kaynaklanan alacak kalemlerine faiz işletildiği fakat 10 seneye yakın süre ihtiyaten tedbir altına alınan emekli ikramiyesine ve 3 ayda bir sübut bulan emekli maaşından kesilen ¼ miktar paraya faiz işletilmediği, bu durumun borçlunun ödeme güçlüğüne düşmesine ve mağduriyetine sebep olduğunu, ayrıca ceza davasının kesinleştiği 19/10/2011 tarihinde bloke konulan meblağların borçtan mahsubu ile banka nezdinde bulunan paralara talimata gerek kalmadan faiz işletilmesi gerektiğini, asliye hukuk mahkemesindeki davanın sürdüğü aşamada müvekkili tarafından ihtiyati tedbir uygulanan paranın asıl borçtan mahsup edilmesi talebinde bulunulduğunu ancak bu talebin reddedildiğini, bu nedenle de devlet hazinesinin sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek emekli maaş kesintileri ile emekli ikramiyesinin dava tarihi esas alınarak reel değerlerinin tespitine, toplanmış olan emekli maaş kesintilerinin her bir kesintinin yapıldığı tarih itibari ile birikmiş paralara reeskont faiz uygulanmamasından doğan zararın tespitine, Hazine"nin bloke altına alınan paraları tedbirin kalkmasından sonra borçtan mahsup etmemesinden dolayı borca işletilen haksız faizin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tespitine, tespiti istenen hususların dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın kendisine yatırılan paralara vadeli bir hesap açılması için bir adli organdan veya hesap sahibi müşteriden talimat gelmeksizin yasal olarak faiz uygulamak durumunda olmadığını, ayrıca bunu yapmasının da mümkün olmadığını, davaya konu iddiaların muhatabının müvekkili banka olmayıp mahkeme kararı ile konulmuş bir tedbir olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin mahkemeden gelen yazı doğrultusunda hareket ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davası olduğu, davacı taraf hakkında açılan zimmet suçu nedeni ile açılan alacak davası neticesinde emekli ikramiyesi ve emekli maaşının 1/4"ü üzerine ihtiyati tedbir konduğunu, tedbir konan emekli ikramiyesi ile maaş kesintilerinin faizlendirilmediği, ilgili mahkeme kararı ve icra dosyası incelendiği, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı nedeni ile bloke edilen para davalı bankada tutulmuş ise de nemalandırılması yolunda herhangi bir karar bulunmadığı, davalı bankanın herhangi bir insiyatifi bulunmayıp sadece hesapta muhafaza eden durumunda olduğu, faiz talebi olmadan bankaya yatırılan paranın bankaca tek taraflı nemalandıramayacağı, paranın nemalandırılmadan uzun süre bekletilmesinden kaynaklandığı iddia edilen işbu davada bu konuda herhangi bir karar yetkisi veya insiyatifi bulunmayan davalının pasif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı tarafça, tarafından davacı aleyhine açılan alacak davası nedeniyle uyuşmazlık konusu hesaptaki davacı adına yatırılan emekli ikramiyesi ve emekli maaşının 1/4 kesintilerin davacıya ödenmemesi için tedbir konulan mevduata davalı bankaca mevduat faizi uygulanmamasından kaynaklanan faiz zararının tahsili istenmiştir. Bu durumda, öncelikle bahsi geçen tedbir kararına konu davalıya ait mevduat hesabının niteliği ve bu hesabın tedbir kararı öncesinde vadeli ya da vadesiz hesap olup olmadığı hususunda gerektiğinde kayıtlar üzerinde bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi ve herhalukarda tedbir konulan bankadaki miktarın vadesiz hesaba konu olacağı da dikkate alınarak vadeli ya da vadesiz hesap türüne uygulanacak faiz miktarı hesaplanarak sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.