
Esas No: 2015/18041
Karar No: 2017/8390
Karar Tarihi: 13.11.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18041 Esas 2017/8390 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.12.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 23931 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın müvekkiline ait olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine, satış bedelinin dosyada mevcut tapu kaydı, mirasçılık belgesi ve bilirkişi raporunda belirtilen tevzi tablosundaki oranlarda paydaşlara dağıtılmasına, bu dava için davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 1.087,30.-TL yargılama giderlerinin payları oranında paydaşlara aidiyetine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Anılan yasa maddesine göre, hükmün infaza elverişli olarak kurulması gerekir.
Somut olaya gelince;
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yargılama giderlerinin paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin oranlarda tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, satış bedelinin 11.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda düzenlenen tevzi tablosundaki paylar oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde satış bedelinin dosyada mevcut tapu kaydı, mirasçılık belgesi ve bilirkişi raporunda belirtilen tevzi tablosundaki oranlarda paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi de isabetsizdir. Ne var ki belirtilen hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının 3. paragrafında yer alan “Satış bedelinin dosyada mevcut tapu kaydı, veraset ilamı ve bilirkişi
raporunda belirtilen tevzi tablosundaki nispetler oranında paydaşlara dağıtılmasına” ibaresinin hüküm sonucundan çıkarılarak bunun yerine “Satış bedelinin 11.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda düzenlenen tevzi tablosundaki hisseler oranında paydaşlara dağıtılmasına” ibaresinin eklenmesine ve hüküm fıkrasının 5. paragrafında yer alan ”payları oranında hissedarlara aidiyetine” ibaresinin hüküm sonucundan çıkarılarak bunun yerine “paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin oranlarda tahsili ile davacıya ödenmesine” ibaresinin eklenmesine, hükmün HUMK"nun 437/8. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.