15. Ceza Dairesi 2017/26920 E. , 2019/9915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 52/2, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 207/1, 43/1, 62, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler; sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan kargo şirketinin .... Şubesinde şube müdürü olarak çalışan sanığın, şirket müşterilerinden yapılan tahsilatları fatura vermeden tahsil ettiği, yapılan tahsilatları cari hesaba işlemediği, hesaplardaki bu durumun ortaya çıkmasını engellemek için para makbuzu, tediye, kasa ekstresi üzerinde sahte imza atarak katılan şirketi alınan bilirkişi raporuna göre 22.173 TL zarar uğratmak suretiyle atılı suçları işlediği iddia ve kabul olunan olayda;
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Sanığın savunması, katılan vekili ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporları ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkemece verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın aynı suç işleme kararı altında değişik zamanlarda atılı suçu işlediğinin tespit edilmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhine temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılamamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi uyarınca anılan yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK 53. maddenin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Sanığın savunması, katılan vekili ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporları ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkemece verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan ve bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle cezası ertelenen sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan zarar karşılanmadığı gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.