12. Hukuk Dairesi 2016/16917 E. , 2017/9863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1) Borçlu ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, şikayetçi borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, örnek 7 numaralı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettikleri, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. ” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” denildiği, Tebligat Kanunu"nun ""Tebligat Mazbatası"" başlıklı 23.maddesinin 7.bendinde ""21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi""nin tebligat mazbatasına yazılmasını emrettiği ""Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi"" başlıklı Tebligat Yönetmeliği"nin 35.maddesinin (f) bendinde ise ""30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığını, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebi"" nin tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu"nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliği"nin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliği"nin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliği"nin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
Somut olayda borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebligatın incelenmesinde; “Muhatap tevziat sırasında geçici olarak çarşıya gittiğinden 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine göre ... mahallesi muhtarına teslim edildi. Kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı. İmzadan imtina eden en yakın komşusu ...’a haber verildi.” şerhiyle, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre tebliğe çalışıldığı, ancak haber bırakılan komşunun ismi yazılmasına rağmen beyanı alınan komşunun kim olduğunun tespit edilmediği anlaşılmıştır. Bu hali ile yapılan tebligat; 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüzdür.
2) Borçlu ... Ltd. Şti."nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmiş olması zorunludur.
Öte yandan Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 57. maddesinin ikinci fıkrasında; “Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, ödeme emrinin borçlu şirketin, kredi sözleşmesi adresi olan “... Cad. ... İşhanı No: 3 .../...” adresine tebliğe çıktığı ve şirketin adresten taşındığı gerekçesiyle 18.03.2015 tarihinde iade geldiği, bu kez ticaret sicil müdürlüğünden bildirilen “... Mah. ... Bulv. ... Apt. No: 46 D: 8 ...” adresine tebliğe çıktığı ve yine şirketin adresten taşındığı gerekçesiyle 28.04.2015 tarihinde iade geldiği, sonrasında aynı adrese (sicil adresine) çıkarılan ödeme emrinin, 11.05.2015 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ edilmeye çalışıldığı ancak tebliğ mazbatasına, (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshasının adresin kapısına asıldığına ilişkin şerh düşülmediği, bu hali ile nüshanın kapıya asılıp asılmadığının belli olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, yapılan tebligat; 7201 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile Yönetmeliğin 57/2. maddesi hükümlerine ve aranan şekil şartlarına aykırı olduğundan usulsüzdür.
O halde mahkemece, borçluların usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının (1) ve (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.