Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1521
Karar No: 2015/7378
Karar Tarihi: 18.11.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/1521 Esas 2015/7378 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/1521 E.  ,  2015/7378 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
    Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı ..."a elektrik satışı yaptığını, dava dışı İbrahim Atak"ın, müvekkiline bu satıştan olan borcuna karşılık keşidecisi davalılardan ... olan 3 adet çeki ciro ederek verdiğini, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine çek bedellerinin tahsili için .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1737 E., .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/10461 E. ve 2014/15172 E. sayılı dosyaları ile 3 ayrı takip yapıldığını, takiplerin kesinleşmesi üzerine, davalı şirketin ..."ndan olan hak edişi üzerine haciz şerhi koyulması için İİK"nın 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu sırada belirtilen alacaklar üzerine diğer davalı ..."ın alacaklı olduğu .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1701 E. ve 1702 E. sayılı icra dosyalarından da haciz koyulduğunu öğrendiklerini, ancak ..."ın alacağının muvazaalı olduğunu, bu davalının alacağının dayanağı olan icra takiplerinin itirazsız kesinleştiğini, davalının iki tane şirketi olmasına rağmen, takiplere konu alacağın kendi şahsi borcu olduğunu, bu durumun alacağın muvazaalı olduğunu açıkça gösterdiğini, İİK"nın 280. maddesinde iptale tabi tasarrufların açıkça düzenlendiğini, buna göre, davalının muvazaalı tasarrufunun iptalinin gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin alacağının dayanağı olan icra dosyalarındaki toplam alacak miktarı olan 88.000,00 TL"nin davalının muvazaalı alacağından önceki sıraya çıkarılmasını ve alacak miktarı kadar muvazaalı tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada (2012/689 E.) davacı vekili, müvekkili şirketin alacağının tahsili için .... aleyhine, İstanbul 18. İcra Müdürlüğü"nün 2012/17140 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibinin kesinleşmesi üzerine davalı şirketin Milli Savunma Bakanlığı nezdinde bulunan 467.897,01 TL hak edişine haciz konulduğunu, davalının ..."ın da aynı şirketten olan alacağının tahsili için .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1702 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu takipte aynı hak ediş üzerine anılan icra dosyasından da haciz konulduğunu, .... İcra Müdürlüğü"nce düzenlenen sıra cetvelinde davalı ..."ın alacağına 1. sırada yer verildiğini, müvekkili şirkete ise dağıtılacak para kalmadığını, davalı ..."ın yapmış olduğu icra takiplerinin diğer alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, davalının söz konusu alacağının bonoya dayalı muvazaalı bir alacak olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde 1. sırada yer alan davalı ..."ın sıra cetvelinden çıkarılmasına, bu davalıya ayrılan paranın öncelikle müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada (2013/39 E.) davacı vekili, müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla, .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/4787 E. ve 2012/4788 E. sayılı dosyaları ile davalı ... aleyhine icra takibi yapıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra davalı şirketin hak ediş alacaklarına haciz koyulması için ilgili yerlere İİK"nın 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalı şirketin ... nezdinde hak ediş alacağı olduğunun tespit edildiğini, ancak daha başka hacizlerin olması nedeniyle .... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1701 E. sayılı dosyasında 13.12.2012 tarihli sıra cetveli tanzim edildiğini, bu sıra cetvelinin müvekkili şirkete 16.01.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, sıra cetveline göre müvekkili şirketin alacağının 12. ve 16. sırada olduğunu, sıra cetveline göre 1. sırada diğer davalı ..."ın olduğunu, ancak bu davalının alacağının gerçek bir alacak olmadığını, alacağın her iki davalı arasında muvazaalı olarak tanzim edilen bonolardan kaynaklandığını, davalılar arasında herhangi bir mal alım satımının söz konusu olmadığını, alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde 1. sırada yer alan davalı ..."ın sırasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekili, müvekkilinin nakit sıkıntısı çeken diğer davalı şirkete borç verdiğini, karşılığında da söz konusu senetleri aldığını, vadesinde alacağının ödenmemesi üzerine icra takibi yaptığını, söz konusu alacağın muvazaalı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asıl ve birleşen 2013/39 E. sayılı davada davalı .... vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen davaların muvaaza iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğu, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporunda, asıl ve birleşen davadaki davacı şirketlerin ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğinde bulunmadığı, davalı ..."nin 2012 yılı defterlerinin tasdiklerinin yapıldığı, dolayısıyla delil niteliklerinin bulunduğu, asıl ve birleşen davalardaki davalı ..."ın alacaklarına dayanak yaptığı bonoların da davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak senetlerin vade ve tanzim tarihleri ile takiplerin 2012 tarihli olduğu, bu tarihler itibariyle ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle kayıtların dayanağını gösteren belgelerin ibraz edilmesi halinde bu kayıtların sahibi lehine delil olarak kabul edilebileceği, ancak davalı ..."ın alacağının gerçek olduğunu kanıtlayamadığı, sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda
    olduğu, davalı alacaklının usulüne uygun ve birbirini doğrulayan delillerle alacağın varlığını kanıtlaması gerektiği, davalının alacaklı olduğu senetlerdeki vade ve tanzim tarihlerinin diğer alacaklıları bağlamadığı hususlarının belirtildiği, davalı ..."ın alacağının dayanağı olan senetlerin, davalı şirketin 2012 yılı ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen bu senetlerin tanzim ve vade tarihleri ile takiplerin başlatıldığı tarihlerde ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmamış olduğu, defterlerinin kapanış tasdiklerinin bu tarihlerden sonra yapılmış olduğu, davalı ..."ın senetlerden doğan alacağının gerçekte var olup olmadığının birbirini doğrulayan deliller ve belgelerle ispatlamasının gerektiği, ancak davalının alacağının takiplerin başladığı tarihlerden önce doğduğunu ispatlayamadığı, davalı şirketin ticari defterlerinin kapanış tarihlerinin davalı ..."ın başlatmış olduğu takiplere dayanak yaptığı bonoların tanzim tarihleri ile takiplerin başlatıldığı tarihlerden sonra yapılmış olması nedeniyle defter kayıtlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne, asıl ve birleşen davalardaki davacıların alacaklarının miktarları kadar davalı ..."ın yapmış olduğu takip dosyalarındaki alacağa ilişkin muvazaalı tasarrufların iptaline, iptal edilen kısımlar yönünden davacı alacaklarının ön sıraya çıkarılmasına karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1- Asıl ve birleşen davalar, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır.
    Asıl ve birleşen davaların dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra "her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
    İİK"nın 142/1. maddesinde, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve dava sonucunda etkilenecek olan alacaklıları ifade eder. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK"nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığı, somut olayda olduğu gibi taraflar arasında temel ilişki (doğrudan ticari bir ilişki) ya da TTK"nın kambiyo senetlerine ilişkin hükümlerinin uygulanmasını gerektiren kambiyo hukuku ilişkisi bulunmadığı hallerde bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Dairemizin 04.06.2013 tarih ve 3440 E., 3763 K; 15.09.2014 tarih ve 2019 E., 5643 K; 15.10.2014 tarih ve 1764 E., 6313 K; 08.07.2015 tarih ve 2014/9261E., 2015/5348 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın) HMK"nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738)
    6100 sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir.
    Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davaların ticari nitelikte bir dava olmadığı, sıra cetvelinde yer alan alacaklılar arasındaki sıraya ilişkin şikayete yönelik olduğu, tarafların alacaklarının dayanağı olan takip dosyalarının kambiyo senetlerine dayalı olmasının, taraflar arasında hukuki ilişki bulunmadığından davanın niteliğini değiştirmeyeceği, muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemini inceleme görevinin İİK"nın 142/1. maddesi uyarınca
    Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ait olduğu gözetilerek, HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca, mahkemenin göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan dolayı usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

    2- Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    3- Kabule göre, sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne (İİK"nın 17. madde hükmüne kıyasen) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
    Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.
    Öte yandan dava, birden fazla alacaklı tarafından açılır ve kabul edilirse; davacı alacaklılar sıra cetveline göre davalı alacaklıya isabet eden paydan alacaklarını temin edeceklerdir. Bu tutar davacı alacaklıların sıra cetveline göre istifade edebilecekleri alacak tutarı ile yargılama giderlerinden ibarettir. Artan para olursa davalıya bırakılacaktır.
    Somut olayda, asıl ve birleşen davalarda davacı alacaklıların alacak tutarları ve yargılama giderleri, davalıya ayrılan paydan daha az olduğundan, davacı alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetecektir.
    Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeye uygun olarak asıl ve her bir birleşen dava yönünden, davalıya ayrılan payın ilgili dosyadaki yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere önce davacıya ait icra dosyalarına ödenmesi, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki ilkeyi karşılamayacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi