23. Hukuk Dairesi 2014/10742 E. , 2015/7368 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2012/27-2013/366
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Vekili Av. M.. A.. gelmiş, davacılar tarafından gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, birkısım müvekkilleri ve diğer müvekkillerinin mirasçıları hakkında ihraç kararı verildiğini, kooperatifin edindiği arsaların müvekkillerinin katkıları ile edinildiğini, kooperatif üyeliğinden çıkarılma halinde ortağın katkıları ile edinilen aktifin, ihraç edilen ortağa isabet eden bölümünün iadesi gerektiğini, çıkma payı alacağı yönünden açılan davanın, erken açılması nedeniyle reddedildiğini, reddedilen davada yapılan inceleme sonucu, davacıların her birinin 16.08.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 2.500,00 TL çıkma payı alacağına hak kazandıklarının belirlendiğini ileri sürerek, her bir ortak için çıkma payı alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, davacıların ortaklıktan çıktığı tarihe ve bilançonun onaylanma tarihine göre alacaklarının 16.08.2001 tarihinde muaccel olduğunu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Borçlar Kanunu"nun 137. maddesinin somut olaya uygulanamayacağını, müvekkili kooperatifin 17.06.2000 tarihli genel kurul toplantısında taşınmazların satılması ile elde edilecek gelirin hak sahiplerinin sermayelerine eklenmesine karar verildiğini, bu karara dayanılarak 2.500,00 TL çıkma payı alacağı talebinin yasaya aykırı olduğunu, davacıların yalnızca anasözleşmede gösterilen hakları talep edebileceğini, kaldı ki bu parseller satılmamış olduğundan davacıların bu karara dayanarak hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesinde kooperatife aidat olarak 100,00 TL ödendiğinin kabul edildiğini, açık ikrar karşısında 2.500,00 TL çıkma payı alacağının istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; BK"nın 137. maddesi gereğince zamansız açılan davada verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren 60 gün içinde işbu dava açıldığından zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. maddesi gereğince, kooperatiften ayrılan ortağın, ayrıldığı yıla ait genel kurulda kabul edilerek kesinleşen bilanço gereği payına düşen masraflar düşüldükten sonra bakiyesini talep edebileceği, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden bir ay geçtikten sonra bu hakkın talep edilebileceği, her bir üye için 2.503,00 TL alacak bulunduğu, ortak kayıt defterinde sermaye yüklenmeleri gösterilmiş olup, ilk olarak 1.000,00 TL"lik miktar yazdığı, 13.06.1999 tarihinde alınan genel kurul kararı gereği 1.404,00 TL, sonrasında 17.06.2000 tarihinde yapılan genel kurul kararı gereği 1.098,00 TL olmak üzere yekün olarak 2.503,00TL yazdığı, 17.06.2010 tarihli genel kurul toplantısının 6. maddesinde parsellerin satıldığı takdirde hak sahiplerinin sermayelerine eklenmesine, satış yapılmadığı takdirde 6. maddede belirtildiği şekilde değerlendirilip hak sahipleri sermayesine eklenmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildiği, 13.06.1999 tarihli karara göre 1.404,00 TL, 17.06.2010 tarihli karara göre 1.098,00 TL"nin üyelerin sermaye paylarına eklendiği, satılmamış olsa bile sermayeye eklenmesi için yetkinin de verildiği, sonradan sermayeye eklenen miktar da önceki ödemelerle elde edilen ve ödeme sayılarak kaydedilen miktar olduğu, kooperatif mevcudunun üyelerin sermayesinden az olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 58 üye için ayrı ayrı 2.500,00 TL alacağın 16.08.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir.
Davalı kooperatifin 13.06.1999 tarihli genel kurulunun 9. maddesinde ".......netice itibariyle kooperatifin malvarlıklarının tespiti yapılarak, ortaklar üzerine sermaye yansıtıldıktan sonra alınacak üyelerin en az bu sermaye taahhüdünde bulunduktan sonra üye olarak alınmasına oybirliğiyle karar verilmiştir. Bu işlemin en geç 31 Temmuz 1999 tarihine kadar gerçekleştirilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmiştir." şeklinde, 11.06.2000 tarihli genel kurulun 7. maddesinde ise; " 6. maddede adı geçen parsellerin satışı yapıldığı taktirde hak sahiplerinin sermayelerine eklenmesine, satış yapılmadığı taktirde 6. maddede belirtildiği şekilde değerlendirilmesi yapılarak hak sahipleri sermayesine eklenmesi için yönetim kuruluna oybirliğiyle yetki verilmiştir." şeklinde karar alınmıştır. Alınan bu kararlara istinaden taşınmazların satışının yapılıp yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakla birlikte davalı kooperatif malvarlıklarındaki değer artışı ve kooperatif malvarlığındaki bir kısım taşınmazların satış bedelleri üzerinden yapılan değerlendirme neticesi davalı kooperatif yönetim kurulunca üye kayıt defterinde davacıların hesabına sermaye olarak eklenmek suretiyle yansıtılmış ve mahkemece de bu miktarlar davacıların kooperatife yaptıkları ödeme gibi değerlendirilerek çıkma payı hesabında dikkate alınmıştır. Kooperatif malvarlıklarındaki değer artışı veya kooperatif malvarlıklarının satışından elde edilecek miktarlar kooperatif ortaklarının ancak tasfiye neticesi elde edebileceği kazanımlardır. Kooperatiften ihraç veya istifa neticesi ayrılan bir ortak sadece ödemelerinin istirdadını talep edebilir. Bu nedenle anılan genel kurul kararları gereğince davacıların sermayelerine yapılan bu eklemelerin davacı ödemesi olarak kabulü ve çıkma payı hesabında dikkate alınması mümkün değildir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacıların çıkma payı alacaklarının tespitine yönelik ek rapor alınıp, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.