20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4736 Karar No: 2017/8077
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/4736 Esas 2017/8077 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2017/4736 E. , 2017/8077 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının Dere mahallesi, ... Evler Sitesi G blok Kat:1 Pınarhisar adresinde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, ... tarafından 13.04.2012 tarihinde yapılan genel kurulda binaların dış cephelerine mantolama yapılması konusunda karar verildiğini, mantolama işine başlanıldığını, davalı tarafından G blokta yapılacak mantolamaya izin verilmediğini, çalışan işçiler tarafından kurulan iskelenin davalı tarafından yıkılarak çalışan işçilere müdahale edildiğini belirterek G blokta mantolama yapılmasına izin vermeyen davalıya belirlenecek bir süre içinde bu izni vermesi bakımından gerekli uyarının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davalının mantolama yapılmasını istemediği kanaatine varılmışsa da davalının işe engel olacak biçimde iskeleleri yıktığı veya işçileri fiziksel anlamda engellediğine dair tanık beyanı dahil herhangi bir delile ulaşılamadığı, aksine bahsi geçen iskele ve çalışma alanının G Blok önünde 2 yıldan fazla bir süreyle kurulu kaldığı, birkaç ay önce müteahhit tarafından söküldüğü, bu halde davalının işi durduracak herhangi bir müdahalesinin olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununa eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir. Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle mahkemece; asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.