Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18188
Karar No: 2015/3070
Karar Tarihi: 05.03.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/18188 Esas 2015/3070 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2014/18188 E.  ,  2015/3070 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağı olan senetteki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin sözkonusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu senedin arka yüzündeki imzanın müvekkilinin yanında atıldığını, bu nedenle sadece arka yüzündeki imza ve yazı yönünden inceleme yapılmasını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu senedin ön yüzündeki yazı ve imzalar davacıya ait olmamakla birlikte bu senedin arka yüzündeki davacıya ait yazı ve imzanın senet içeriğinin ve borcun kabulü anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 30.09.2013 günlü ilamıyla uyuşmazlık konusu senedin keşideci kısmındaki imzanın davacıya ait olmadığı, senedin arka yüzündeki ibare ve imzanın keşideciye ait olmasının senede kambiyo senedi niteliği kazındırmayacağı dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, senedin ön yüzündeki imza davacıya ait değilse de arka yüzündeki “kendi rızamla verdim” şeklindeki yazı ve imzanın davacıya ait olduğu, bu durumun borcu kabul anlamına geldiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 15.000 TL asıl alacağın takipten itibaren yasal faiziyle birlikte borçlu olduğunun tespitine, bunun dışındaki işlemiş faiz ve avans faizinden sorumlu olmadığının tespitine, İİK 72/4 md. gereği %40 oranındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında “uyuşmazlık konusu senedin keşideci kısmındaki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olup, senedin arka yüzündeki ibare ve imzanın keşideciye ait olmasının sözkonusu senede kambiyo senedi niteliği kazandırmayacağı dikkate alınmaksızın, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”denilmiştir. Açıklandığı üzere davacının keşideci imzasını inkar ettiği belgenin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı ve davacıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur. Diğer yandan arka yüzdeki ifade ise bir borç kabulü şeklinde değildir. Çünkü belgenin ön yüzü tamamen geçersiz olduğundan arka yüzdeki “kendi rızamla verdim, imza” ifadesinin içerdiği bir borç kabul miktarı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken, bozma ilamı hatalı yorumlanarak yanlış takdiri ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.03.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.



    -MUHALEFET ŞERHİ-

    Davacı, senet metnindeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, senet arkasındaki yazı ve imzanın müvekkili huzurunda atıldığını, şayet imza ve yazı incelemesi yapılacaksa yalnızca bu yönden yapılmasını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Bilirkişi raporunda; senet önyüzündeki imza ve yazıların davalı eli ürünü olmadığı, ancak arka yüzeyinde yer alan metin ve imzanın ise davalı elinden çıktığı tespitine yer verilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda senet arka yüzünde yer alan ibare ve imzanın davalı eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddi yoluna gidilmiştir.
    Uyuşmazlık, imzanın düzenleyene ait olmadığı, ancak arka yüzüne yazılmış ve inkar edilmeyen “kendi rızamla verdim” ibaresinden dolayı borçlanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda toplanmaktadır.
    Dava konusu belgenin, zorunlu unsurlardan olan düzenleyen imzasını taşımaması nedeniyle kambiyo senedi vasfı taşımadığı ortadadır.
    Bu bakımdan dava, takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin olsaydı; takibin kambiyo senetlerine özgü yapılması nedeniyle davanın kabulü gerektiği hususunda bir tereddüt yaşanmayacaktı.
    Ne var ki davacı takibe dayanak senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Bu durumda hakimin tarafların sözleşme anındaki gerecek iradelerini ortaya koyan beyan ve emareleri etraflıca değerlendirmeye tabi tutması pek tabiidir.
    Nitekim dosyamızda da bu durum özellikle gözetilerek belgenin arkasında yer alan; “kendi rızamla verdim” ibaresi altındaki imzanın davalıya ait olduğundan hareketle davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemenin bu yöndeki benimsemesi, “borçlanma senetlerindeki imza gerçek olmasa dahi borçlunun daha sonraki bir aşamada (takip ya da dava) borcu kabul anlamına gelecek irade beyanıyla geçerlilik kazanacağına” dair Dairemizin istikrarlı kararlarıyla da örtüşmektedir.
    Bir kişi, şeklen kambiyo senedi görünümündeki bir belgenin üzerine “kendi rızamla verdim” notunu düşüp altını imzalıyorsa, söz konusu edimin kağıdın hurda değerinden ibaret olmayacağı açıktır. Bu durumda bahse konu ibarenin belirtilen tutar kadar borç ikrarı anlamına geleceği yolundaki mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi