22. Hukuk Dairesi 2016/25469 E. , 2020/155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır.Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.Somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmesinin ardından davalı vekilince yasal süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde tanık isim ve adreslerinin bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, taraflarca bildirilen tanıklar adına davetiye çıkartılmıştır. Mahkemece , 06/04/2016 tarihli 2. celsede , davacı tanıkları ... ile davalı tanığı ... adına gönderilen davetiyenin usulüne uygun tebliğ edildiği , davacı tanığı ... ile davalı tanığı ... adına gönderilen davetiyenin iade edildiğine dair hususlar tutanağa bağlanmıştır. 06/04/2016 tarihli 2. celsede davacı tanığı ... dinlenmiş olup davalı vekilinden tanık beyanlarına diyecekleri sorulması üzerine davalı vekili gelmeyen tanığının zorla getirilmesini talep etmiş , Mahkemece , davalının talebi hakkında 2 numaralı ara karar ile “2-HMK. madde 241 uyarınca, tanıkla ispatı caiz olan ve ispat edilmek istenen husus hakkında taraflarca gösterilen tanıklardan bu celseye kadar dinlenen tanıklar vasıtasıyla yeter derecede bilgi edinilmiş olduğundan, kalan tanıkların dinlenilmesine yer olmadığına, ” karar verilmiştir. Davalı vekili 07.04.2016 tarihli beyan dilekçesi ile Mahkemece 06/04/2016 tarihli 2. celsede verilen 2 numaralı ara karardan rücu edilerek , davalı tanıklarından ..."un zorla getirilmesine, diğer davalı tanığı ..."ın bildirilecek adresine yeniden tebligat çıkarılmasına, bu tanıkların da dinlenilmelerinden sonra dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmesini talep etmiş,tanıklarından Tahsin’in tebliğe yarar yeni adresini bildirmiştir. Davalı vekilince gerekli usuli işlemler yapılmasına rağmen, yeni adresi bildirilen davalı tanığına davetiye tebliğ edilmeden ve duruşmaya gelmeyen tanık hakkında zorla getirme kararı çıkartılıp davalının gösterdiği tanıklar dinlenmeden, savunma hakkını kısıtlar şeklinde sonuca gidilerek dosyanın esası hakkına karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.