Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5107 Esas 2017/4818 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5107
Karar No: 2017/4818
Karar Tarihi: 20.06.2017

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/5107 Esas 2017/4818 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın Ziraat Bankası müşterisi olan bir kişinin adına kayıtlı bulunan sahte olarak düzenlenmiş bir çeki borcuna karşılık sahte olarak düzenleyerek vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçu işlediği iddiasıyla Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı belirtilmiştir. Sanığın savunmasında bahsettiği kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılması gerektiği ancak eksik araştırma yapılarak karar verildiği belirtilmiştir. Ayrıca, suça konu çekin dosyada bulunan onaysız fotokopisinde, TTK'nın 688. maddesinde öngörülen ve bulunması zorunlu unsurlardan olan \"keşide yerinin\" gösterilmemiş olması, ayrıca keşide edenin ismi yanında da herhangi bir yer yazılmamış olması karşısında resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin hukuki yetersizliği vurgulanmıştır. Mahkeme kararının açık ve gerekçeli olması, iddia ve savunmaların belirtilmesi, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilerek, bu unsurların eksikliği nedeniyle hüküm bozulmuştur. Kararda, hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği
11. Ceza Dairesi         2015/5107 E.  ,  2017/4818 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Sanığın, Ziraat Bankası müşterisi ...’nun adına kayıtlı bulunan 15.03.2011 keşide tarihli 0166092 seri nolu 7.500 TL değerindeki sahte olarak düzenlenmiş çeki borcuna karşılık ...’e vermek suretiyle atılı suçu işlediğinin iddia olunduğu davada; sanığın suça konu çeki Tarsus/Yenice beldesinde oturan...dan araçlarını çalıştırması karşılığı aldığını savunması, tanık olarak dinlenen ...’un sanığın beyanlarını doğrulaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın savunmasında adı geçen ...isminde kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılması, tespiti halinde tanık sıfatıyla beyanına başvurulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu"nda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekli olup, Yargıtay İBK"nın 14.12.1992 tarih ve 1/5 sayılı kararında da açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde bulunması zorunlu olan keşide yerinin duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerekmektedir. Suça konu çekin dosyada bulunan onaysız fotokopisinde, TTK"nın 688. maddesinde öngörülen ve bulunması zorunlu unsurlardan olan ""keşide yerinin"" gösterilmemiş olması, ayrıca keşide edenin ismi yanında da herhangi bir yer yazılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve suç vasfının tayini amacıyla, suça konu çek aslı duruşmaya getirtilerek, keşide yerinin yazılı olup olmadığı araştırılıp, keşide yerinin yazılmamış olduğunun tespiti durumunda, sanığın eyleminin "özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturacağı ve denetime olanak sağlanması bakımından da çek aslının dosya içinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    3- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK"nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması,
    4- Kabule göre;
    a) 5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu ve suç tarihi itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmemesi, tekerrüre esas sabıkası olmayan ve duruşmadaki olumlu hali lehe değerlendirilip cezasında takdiri indirim uygulanan ve cezası ertelenen sanık hakkında yasanın aradığı objektif ve subjektif şartlar karar yerinde tartışılmadan, koşulları oluşmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    b) 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilerek infazın kısıtlanması,
    c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.