Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının, borçlu N.O.aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlattığı, borçlu vekilin 30.10.2009 tarihinde İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçesinde, örnek 7 ödeme emrinin borçlu ile ilgisi bulunmayan adreste Tebligat Kanununun 21. maddesine göre usulsüz olarak 17.8.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, usulsüz tebligattan 28.10.2009 tarihinde haberdar olunduğunu belirterek ödeme emri tebligatının iptalini istediği, ayrıca 30.10.2009 tarihinde icra takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verdiği görülmüştür.
7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere "...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02:1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.
Somut olayda borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin gerçeğe aykırılığı iddia ve isbat edilemediğine göre öğrenme tarihinin 28.10.2009 olduğunun kabulü gerekir.Bu tarihe göre ise 30.10.2009 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru İİK.nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürededir.
O halde mahkemece  şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dinlenilen tanık beyanına itibar edilmek suretiyle öğrenme tarihinin belirlenmesi ve bu tarih esas alınarak istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.