Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/3749 Esas 2015/2992 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3749
Karar No: 2015/2992
Karar Tarihi: 26.02.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/3749 Esas 2015/2992 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/3749 E.  ,  2015/2992 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : IĞDIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2012/537-2013/510

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan babaları .......... maliki olduğu 2099 parsel sayılı taşınmazı kardeşi olan davalıdan aldığı borca karşılık teminat olarak devrettiğini, borcu ödeyip tapunun devrini talep ettiklerini, ancak davalının bunu kabul etmediğini, inanç sözleşmesi gereğince devredilen taşınmazın halen kendilerince tasarruf edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve mirasçılar adına tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazın gerçek bir satış işlemi ile alındığını, inançlı işlem iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, inançlı işlem iddiasının kanıtlanamadığı, tenkis isteğinin de koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ........... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece; iddianın 5.2.1947 tarih, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde bir belge ile kanıtlanamadığı ve açıkça yemin deliline dayanılmadığı, tenkis isteğinin ise koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar yönünden 4721 sayılı TMK’nın 701. ve özellikle 702. maddeleri ikinci fıkrası uyarınca gerek yönetim gerekse tasarruf işlemleri yönünden ortakların oybirliği ile hareket etmeleri zorunludur. Diğer bir değişle ortaklar arasında oybirliğinin sağlanması gereklidir. Bu nedenle, 3. kişilere karşı açılan davalarda mirasbırakanın inançlı işlemine dayalı iddia murisle bağlantılı olarak ve murise teban ileri sürülebileceğinden, bir ya da bir kaç mirasçının açtıkları davayı tek başlarına yürütmelerine yasal olanak bulunmamaktadır.
Oysa, eldeki davada öncelikle davada yer almayan mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi için 15.2.2013 tarihli celsede davacılar vekiline taraf teşkilinin sağlanması bakımından verilen kesin sürenin gereği yerine getirilmediğinden ve davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi, bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacılar vekilinin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.50.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.