11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7895 Karar No: 2017/4810 Karar Tarihi: 20.06.2017
Görevli memurun resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7895 Esas 2017/4810 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir görevli memurun resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği gerekçesiyle sanık ... Gelen'i mahkum etmiş, ancak yasa gereği cezasına zamanaşımı süresi içerisinde karar verilemediği için davayı düşürmüştür. Temyiz incelemesi sonucunda, sanık ... Gelen'in temyiz itirazı haksız bulunmuş, karar onanmıştır. Ancak, sanığa verilen ceza konusunda yapılan temyiz incelemesi sonrasında, suçun zamanaşımı süresinin geçtiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkında açılan dava düşürülmüştür. Yürürlükte olan kanunlara göre sanığa verilebilecek en yüksek ceza 15 yıl hapis iken, zamanaşımı nedeniyle sanık hakkında müeyyide uygulanmamıştır. Detaylı olarak; Türk Ceza Kanunu'nun 7. ve Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddeleri, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/3. ve 104/2. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi, ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri bu kararda geçmektedir.
11. Ceza Dairesi 2016/7895 E. , 2017/4810 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevli memurun resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında mahkumiyet
I-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II-Sanık ... Gelen hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında, sanığa yüklenen “memurun resmi belgede sahteciliği” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/3. ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/3 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 20.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.