13. Ceza Dairesi 2018/2702 E. , 2018/14515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Erciş Ağır Ceza Mahkemesi ile Muradiye Asliye Ceza Mahkemesinde suçun niteliğinin yağma olup olmadığı hususunda oluşan olumsuz görev uyuşmazlığı Yargıtay 5. Ceza Dairesinin E.2014/158, K. 2014/358 sayılı ve 14.01.2014 tarihili kararıyla kaldırıldığı ve Muradiye Asliye Ceza Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
Sanığın diğer suç ortaklarıyla birlikte gerçekleştirdiği eylemde, yağma suçuna sebep verecek şekilde tehdit ve cebir olmadığı değerlendirilerek tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
A-)Sanığın engelli olması sebebiyle askerliğini yapmadığını beyan edip buna dair rapor fotokopilerini ibraz ettiği, rapora göre Hafif derecede mental retardasyon teşhisinin konduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi gereğince sanığın suç tarihi itibari ile akıl hastası olup olmadığının belirlenmesi açısından, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı yönünde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulundan, tıp fakültesi psikiyatri ana bilim dalı başkanlığından ya da Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
B-)Müşteki Mehmet ...’in soruşturma aşamasında alınan beyanında zararının 40 tl olduğu belirtmesi karşısında karşısında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle, TCK"nın 145. maddesi gereğince sanığa verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 22.10.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Sanıkların olay günü müşteki ..."in bakkalına geldikleri, işyerinde tehlikeyi farkedecek ancak karşı koyamayacak 10 yaşında olan oğlunu darp ederek 40 TL"yi çaldıkları, bu durumu sanık ..."un alınan tüm beyanlarında Avukat nezaretinde alınan savunmalarında tekrarladığı, sanık ... da tevil yolla da olsa aynı hususları tekrarlıyor. Yani mağduru darp edip (veya ittirip) içerden para aldıkları konusunda herhangi bir tereddüt yoktur. Sanık ... itiraflarında eylemi gece gerçekleştirdiklerini ikrar etmiştir.İddianame genel cümlelerle cebir şiddet değerlendirilmeden düzenlenmiştir. Yerel Asliye Ceza Mahkemesi yağmadan görüşülerek karar vermiştir. Ağır Ceza Mahkemesi ise İddianamenin anlatılış şekli itibariyle hırsızlık oluştuğu aksi düşünülüyorsa yağma suçundan ihbarda bulunulup dava açılması gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik vermiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise İddianamede anlatım itibariyle Ağır Ceza Mahkemesinin haklı olduğunu belirtip Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizliğini kaldırmıştır.
Yerel Mahkemece yağma suçundan ihbarda bulunup birleştirip görevsizlik vermesi veya Ağır Ceza Mahkemesince açılacak dosya ile birleştirme talebinde bulunmak yerine hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı vermiştir.
Dosyada anlatılan tüm deliller müşteki beyanı, sanık kabulü arasında çelişki yoktur. Tamamı eylemin küçük mağduru ittirip (darp edip) 40 TL"nin alınmasıdır. Eylem TCK 149/1-b, c, d, e, h. maddelerine uyan yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden hırsızlık suçundan karar verilmesi hatalıdır, kararın bu yönden bozulması gerekirdi.
Kabule göre de; sanık ..."ın kabulüne göre eylem gece gerçekleşmiştir. Bu husus hiç araştırılmamış ve değerlendirilmemiştir. Bu hususunda araştırılması gerekirdi.
Bu yönlerinden dosyanın bozulması gerektiğini ayrıca A-B maddelerinde gösterilen bozmalarında kabule göre yerinde olduğu görüşündeyim.