Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/8115
Karar No: 2019/9882
Karar Tarihi: 14.10.2019

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/8115 Esas 2019/9882 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2017/8115 E.  ,  2019/9882 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1- TCK.nın 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- TCK.nın 158/1-f, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın yokluğunda verilen hükümlerin, bilinen en son adresine tebliğe çıkartıldığı, tebliğ yapılmaması üzerine aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği görülmüş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, en son bilinen adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, bu bilgiler ışığında sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın 27/05/2013 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunun öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabuk edilerek yapılan incelemede,
    Sanığın, 8.650 TL. bedelli çalıntı çeki, 3. ciranta sıfatıyla ciro ettikten sonra, tedavüle sürdüğü, çekin tahsili için bankaya ibrazında, sahte olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu şekilde sanığın dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
    1- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 5327 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 29/05/2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    2- Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Her ne kadar sanık savunmalarında; suça konu çekin kendisine ... isimli şahıstan ciro silsilesi ile geçtiğini, şahsi borcuna karşılık 4. ciranta ...."ya verdiğini belirtmişse de; çeki aldığını iddia ettiği ... isimli kişinin ait açık kimlik ve adresini bildirmemesi, çeki hangi hukuki ilişki karşılığında aldığınba dair herhangi bir açıklama yapamamsı, aralarındaki hukuki ilişkinin gereği olarak herhangi bir delil sunmaması, 17/03/2008 tarihli bilirkişi raporunda çekteki keşideci imzasının katılan ... eli ürünü olmadığı ve çekteki bu sahteciliğin iğfal kabiliyetini haiz olduğu, 20/08/2008 tarihli bilirkişi raporunda 2. ciranta bölümünde yer alan “. ..” isimli yazı ve adres bloğu yazılarının ciroda geçen telefon hattı sahibi ... elinden çıkmadığı, keşideci imzası ile 2. ciranta imzasının ...’nın imzası arasında bir irtibatın bulunmadığı, yine çekteki yazı ve rakamların ciroda geçen telefon hat sahibi ... eli mahsulü olmadığı, keşideci imzası ve diğer ciranta imzaları ile ... imzası arasında bir irtibatın bulunmadığı yönünde görüş ve kanaatlerin bildirilmesi, katılan beyanları, çekteki cirolarda yer alan telefon hattı sahiplerinin beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık hakkında hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçuna konu eylemden elde ettiği menfaatin 8.650 TL olduğu, dolayısıyla nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken adli para cezasının da bu miktara uygun şekilde “865 gün” olarak tespiti yerine, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin, adli para cezasının elde edilen menfaat miktarının iki katının üzerinde olacak şekilde “900 gün” olarak belirlenmesi suretiyle fazla adli para cezası tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin olarak sırasıyla "900 gün", “750 gün” ve "15.000 TL" ibarelerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "865 gün",”720 gün” ve "14.400 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi