Taraflar arasındaki “İşçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Dörtyol 1.İş Mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 15.03.2005 gün ve 2003/4041 E., 2005/1822 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 13.07.2009 gün ve 2008/40476 E., 2009/20630 K. sayılı ilamı ile;
("...Davacı vekili davacının davalı işyerinde taşeronlar değiştiği halde aralıksız çalıştığını, taşeron ile davalı arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, davacının işyerinde uygulanan ve davalının taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinin diğer tarafı sendikaya üye olduğunu, üyeliğinin bildirilmesine rağmen davalı işverenin Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırmadığını, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ikramiye, ilave tediye, sosyal yardım, yakacak yardımı, vardiya zammı, istihsal prim ve fazla mesai ücret alacakları olarak fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile toplam 600,00 YTL alacağın davalıdan temerrüt tarihlerinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında, bilirkişi raporundan sonra hesaplanan ve Toplu İş Sözleşmesi uyarınca temerrüt tarihlerine göre ödenmesi gereken alacakların hesaplanmasından sonra davalı işveren hesaplanan alacakları davacı adına 24.06.2004 tarihinde bankaya yatırmış ve davacı vekili yapılan ödemeyi Borçlar Kanunu"nun 84. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve yargılama giderlerine saydığını ihtar etmiştir.
Mahkemece, davacıya yapılan ödeme ve Borçlar Kanunu"nun 84. maddesi uyarınca yapılan ödemenin öncelikle faize sayılmasından sonra bilirkişi raporu ile belirlenen 3.975, 58 YTL alacağın 24.06.2004 kısmi ödeme tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 74.maddesi uyarınca "Medeni Kanun ile belirtilen hükümler saklı olmak üzere hakim her iki tarafın istem ve savunmaları ile bağlı olup, ondan fazlası veya başka bir şey hakkında karar veremez. Gerçekleşecek duruma göre eksik bir şeye karar verilmesi mümkündür".
Somut uyuşmazlıkta ve emsal kararlara göre davalı ile taşeronlar arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olması nedeni ile davacının Toplu İş Sözleşmesinden sendika üyeliğinin bildirildiği tarihten itibaren yararlandırılması ve yargılama sırasında hesaplanan bu alacağın öncelikle bankalarca fiilen uygulanan en yüksek işletme kredi faizine sayılarak kalan alacağın belirlenmesi yerindedir. Ancak yukarda açıklandığı üzere, davacının hesaplanmayan ve reddedilen fazla mesai ücret alacağı dışında fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere talep ettiği alacağı 550,00 YTL dir. Taleple bağlılık kuralına aykırı olarak bu miktar yerine, hesaplanan ve kalan alacağın tamamına karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca açıklandığı ve hesap bilirkişi raporunda belirlendiği gibi bu alacağa bankalarca fiilen uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi yürütülmelidir...")
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
15HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl ve birleşen dava, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verdiği karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce ayrıntısı yukarıda yazılı olduğu üzere “...Taleple bağlılık kuralına aykırı olarak bu miktar yerine, hesaplanan ve kalan alacağın tamamına karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca açıklandığı ve hesap bilirkişi raporunda belirlendiği gibi bu alacağa bankalarca fiilen uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi yürütülmelidir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yerel Mahkeme, "Davacı vekili tarafından Dörtyol İş Mahkemesine açılan 2005/650 Esas sayılı ek dava ile talep miktarının 3.480,04 TL arttırıldığı ve bu dosyanın 01.03.2005 tarihinde asıl dava dosyasıyla birleştirildiği” gerekçesi ile direnme kararı vermiştir.
Hükmü temyize, davalı vekili getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; birleşen ek davadaki istem de dikkate alınarak, yerel mahkemenin, eldeki davaya konu işçilik alacakları konusunda davacının isteminden fazlasına karar verip vermediği, noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davacı vekili; asıl dava dosyasında fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydıyla, dava konusu yaptığı işçilik alacaklarının şimdilik kayıdıyla 600,00-TL"sının davalıdan tahsilini istemiş; daha sonra, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda belirlenen alacak miktarını da dikkate alarak, asıl davaya konu işçilik alacaklarına ilişkin olmak üzere 3.480,04-YTL"nın davalıdan tahsili istemiyle ek dava açmıştır.
Bu ek dava, mahkemece, 01.03.2005 tarihinde davanın tarafları ile konusunun aynı olması nedeniyle asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Görüldüğü üzere, davacı vekili asıl ve birleşen ek davada toplam 5.080,04-YTL"nın davalıdan tahsilini istemiştir.
Dosya kapsamına uygun olan 15.01.2005 tarihli bilirkişi raporunda; davacının toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklardan ödenmeyen alacak toplamının 3.980,04-YTL, ilave tediye alacağına ilişkin yapılan fazla ödeme toplamı ise 4,46-YTL olarak tespit edilmiştir.
Davalı vekilinin, fazla yapılan ödemelerin kalan alacaklardan mahsup edilmesini istediği, duruşma tutanağına yansıyan beyanıyla sabittir.
Yapılan bu saptamalar karşısında yerel mahkemece, davacı vekilinin asıl ve birleşen ek davadaki işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline ilişkin toplam talep sonucundan (5.080,04-YTL) daha az bir miktarın (3.975, 58-YTL) hüküm altına alındığı da aşikardır.
O halde, yerel mahkemece, davanın esasına uygun karar verildiği gibi, istemden daha aşağıda bir miktara hükmedilmiş olması nedeniyle, davacının isteminden fazlasına da, karar verilmediği belirgindir.
Bu haliyle mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı gibi, yürütülen faiz yönünden de verilen karar isabetlidir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (219) TL. bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.