Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5482
Karar No: 2019/7087
Karar Tarihi: 07.11.2019

Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs - Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs - Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs - Silahlı terör örgütüne üye olma - Emre itaatsizlikte ısrar - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5482 Esas 2019/7087 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2019/5482 E.  ,  2019/7087 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç :1-Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs,
2-Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs,
3-Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs,
4-Silahlı terör örgütüne üye olma
5-Emre itaatsizlikte ısrar
Hükümler : 1-Sanık ... hakkında:
a)Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan; TCK"nın 309/1, 53, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi,
b)Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütü üyeliği suçlarından ayrı ayrı; Ceza verilmesine yer olmadığına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında;
a)Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan; TCK"nın 309/1, 53, 58/9, 62, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddi,
b) Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütü üyeliği suçlarından ayrı ayrı; ceza verilmesine yer olmadığına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi,
3-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında;
a)Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan; TCK"nın 309/1, 53, 58/9, 62, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı mahkumiyetlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddi,
b)Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından ayrı ayrı; ceza verilmesine yer olmadığına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi,
4-Sanık ... hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçuna yönelik istinaf başvurusunda kararın bozulması
Temyiz edenler : 1-Sanıklar ..., ......ve müdafileri,
2-Katılan ... ve Maliye Bakanlığı vekilleri,
3-Sanık ..."ın eşi ...

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; temyiz edenin sıfatı bakımından 477 sayılı Kanun ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık kurumuna yapılacak tüm atıfların Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılacağı göz önünde bulundurularak, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I-Sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme talepleri yönünden;
Sanıklar hakkında ilk derece mahkemesince verilen hükmün İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince yapılan incelemede istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş ve karar temyiz edilmiş olmakla; sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunmalarını kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
II-Katılanlar T.C. ... ve Maliye Hazinesi vekilinin Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi"ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı terör örgütüne üye olmak ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlere karşı yapılan temyiz başvurularının incelenmesinde;
Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı terör örgütüne üye olmak ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarının niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan T.C. ... ve Maliye Hazinesinin davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden temyiz isteminin CMK 296/1. maddesi gereğince;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan tebliğnamede sanık ... hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçundan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 87/1"inci madde gereğince verilen mahkumiyet hükmünün Bölge Adliye Mahkemesince düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği belirtilmiş ise de söz konusu hükmün CMK"nın 280/1-d maddesi gereğince bozulmasına karar verildiği ve bu kararın CMK"nın 286/1 maddesi uyarınca kesin olup temyizi mümkün olmadığından temyiz isteminin CMK"nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyizin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 22.03.2019 tarih 2018/7103 Esas, 2019/1953 sayılı kararında açıklandığı üzere:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000"in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74"ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000"e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4"ü asker, 63"ü polis ve 183"ü sivil olmak üzere toplam 250"den fazla kişi şehit edilmiş, 23"ü asker, 154"ü polis ve 2.558"i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK"nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri /görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
TCK"nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. (1982 Anayasasının 137/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi) Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
III- Yukarıda belirtilen açıklamalar ve gerçekleşen somut olay muvacehesinde sanık ... bakımından yapılan incelemede;
Kurmay Albay Cemil Turhan ve Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından imzalanan “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emir ve eklerindeki “Atama Listesinde” 46"ncı sırada Kırklareli Sıkıyönetim Komutanı olarak ismi yer alan sanık ..."ın darbe teşebbüsü öncesi başka bir dosya sanığın olan, firari sanık Uzay Şahin ile bir araya gelen ... ile darbeden bir gün önce 14.07.2016 tarihinde Edirne ilinde görüştüğü, HTS kayıtları incelendiğinde ertesi günü 15.07.2016 tarihinde saat 20:55"te darbe teşebbüsünü gerçekleştirenler tarafından oluşturulan "Yurtta Sulh Konseyi" isimli whatsapp grubunun kurucusu olan ve halen yakalamalı olan başka dosya sanığı Mehmet Murat Çelebiloğlu ile telefon iletişiminin olduğu, bu grupta firari sanık Uzay Şahin"in Trakya"dan yapılması düşünülen takviye birlikleri koordine ettiği, darbe teşebbüsünün olduğu saatte sanığın Vali emri ile uygulanması gereken KOKTOD uygulaması adı altında ve içerisinde tankların bulunduğu birlik oluşturduğu, bu kapsamda toplantı yaptığı, KOKTOD adı altındaki emri uygulamak üzere astlarına ilettiği, 16.07.2016 tarihinde saat 02:00"de tankların birlik içerisinde çalıştırılması ve hareket ettirilmesi ile icrai faaliyete başladığı, söz konusu eylemlerini zamansal olarak başta Ankara ve İstanbul ilinde gerçekleşen Anayasayı ihlal teşebbüsü eylemleriyle eş zamanlı olarak icra ettiği ancak darbe teşebbüsünün ülke genelinde engellenmesi nedeniyle eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı, 16.07.2016 tarihinde saat 07:00-08:00 sıralarında Cumhuriyet savcısı ve polis tarafından uygulanmak istenen hakkındaki gözaltı kararına uymayarak birlik içerisinden ayrıldığı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sübuta eren sanığın eylemlerinin, hizmete mütalık olmayıp suç oluşturduğu açıkça anlaşılan, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen darbe teşebbüsünü "öncesinde bilip" hareket ederek icra aşamasına geçip amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde "müşterek hakimiyet" kurduğu gözetilerek TCK"nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduğunun kabulü gerekmekle,
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alan 2 nolu hüküm gereğince davaya katılma yetkileri bulunmayan Maliye Hazinesi ve ... yönünden vekalet ücreti uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık, sanık müdafileri ve ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün vekalet ücreti yönünden DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... bakımından yapılan incelemede;
Kurmay Albay....ve Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından imzalanan “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emir ve eklerindeki “Atama Listesinde” 46"ncı sırada Kırklareli Sıkıyönetim Komutanı olarak ismi yer alan sanık ..."ın, darbe teşebbüsü öncesi firari sanık.... ile bir araya gelen ... ile darbeden bir gün önce 14.07.2016 tarihinde görüşmesi sonrası 15.07.2016 tarihinde adı geçen sanıklara verdiği emir doğrultusunda Vali emri ile uygulanması gereken KOKTOD uygulaması adı altında, içerisinde tankların da bulunduğu birlik oluşturulduğu ve tankların birlik içerisinde hareket ettirilmesi suretiyle icrai faaliyete başladıkları, sanık ..."ın sanık ..."ın odasında yapılan toplantıyı düzenlediği, KOKTOD adı altında hazırlık yapılması ve yeteri kadar mühimmat alınması talimatı verdiği, bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde 16.07.2016 tarihinde gece saat 03.00 sıralarında birlik dışına çıkılması için hazırlıklar yapılması emrini verdiği, sanık ..."in de söz konusu toplantıya katıldığı, diğer sanık ..."a "AMM alarm durumuna geçsin. Polis veya savcı kimseyi içeri almayın" talimatını verdiği, sanık ..."ın bu talimatı uyguladığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığının 29.09.2017 tarihli yazısına göre 15.07.2016 tarihinde nöbetçi ... iken yapılan değişiklik ile sanık ..."in nöbetçi olduğu, sanık ..."ın söz konusu toplantıya katılmasa da toplantıda alınan KOKTOD adı altındaki kararları uyguladığı, tanık anlatımına göre bu kapsamda KOKTOD listesinde olan kişilere görev tebliği yapılması, polis ve savcının içeri alınmaması talimatını verdiği, darbe teşebbüsünün gerçekleştiği gece TV izlerken "Tayyip ile oğlu Bilal şimdi görsünler daha önce olmalıydı" dediği, sanık ..."ın söz konusu toplantıya katıldığı, KOKTOD listesinin harekat merkezine getirilmesi, listede ismi yazanlara "çelik başlık, hücum yeleği, sırt çantası ve şarjör" almaları ve koğuş önüne 3 adet aracın çıkarılması emrini verdiği, yine KOKTOD adı altında "4000 G3, 1000 MG3 ve 3 adet fırtına topu" alınması talimatı verdiği, diğer sanık ..."ın 17.07.2016 tarihinde adli işlemlerden sonra sanık ... ile yaptığı telefon görüşmesinde "Ben kurtuldum, ama korkma senin ismini vermedim" dediği, buna karşılık ..."ın "Ağabey maiyetimi teçhizatlandırdım, eyleme geçmeye hazırız, seni desteklerim" dediği, sanık ..."in söz konusu toplantıya katıldığı, Köprüce taburunun KOKTOD kapsamında olmamasına rağmen hazır edilmesi, mermi alınması, polis ve savcının nizamiyeden alınmaması talimatını verdiği, "Yusuf" kod adını kullanarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisinde yer aldığı, bu kapsamda gizliliğin sağlanması için gerçekleştirilen ankesörlü telefonlardan aranarak örgüt içi iletişim sağladığı, sanıkların söz konusu eylemlerini zamansal olarak başta Ankara ve İstanbul ilinde gerçekleşen Anasayı ihlal teşebbüsü eylemleriyle eş zamanlı olarak icra ettikleri ancak darbe teşebbüsünün ülke genelinde engellenmesi nedeniyle eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı,
Bulundukları Kırklareli şehrinde askeri bir hareketlilik yaşanmayan, birlik dışına taşan herhangi bir eylemleri bulunmayan,"İcra hareketlerinden önce" örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar oldukları, suç işleme karar ve iradesine katıldıkları kanıtlanamayan sanıkların, elverişli nitelikteki icra hareketlerine katkı sunmakla birlikte, sundukları katkının tek başına vahamet arz etmediği gibi fiilin işlenişi üzerinde "müşterek hakimiyet" kurduklarından da bahsedilemeyeceği, zarar tehlikesi bakımından illi bir değer taşıdığından kuşku bulunmayan eylemlerinin, işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak (TCK madde 39/2-c) suretiyle Anayasayı ihlal suçuna yardım etmek kapsamında kaldığının kabulü ile bu kapsamda sanıklardan ..."in süreçteki faaliyet ve eylemleri dikkate alınarak belirlenecek cezanın asgari hadden tayini gerektiği gözetilerek hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerekirken delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in ceza miktarı, mevcut delil durumu, suç vasfı ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi