21. Hukuk Dairesi 2014/5971 E. , 2015/4055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01/03/1990 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının ve prim borçlarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 01.03.1990 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının ve prim borçlarının tespitini istemiştir.
Mahkemece; davacının 08.05.2008 – 29.06.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasa"nın 4/b maddesi kapsamında sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine, davacının 01.03.1990 – 31.05.1992, 22.06.1992 – 31.081999 ve 17.01.2008 – 07.05.2008 tarihleri arasında sürelerde ... sigortalılığı tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 17.04.1989 – 20.06.1989, 01.03.1990 – 31.05.1992, 22.06.1992 – 31.08.1999 ve 17.01.2008 – 29.06.2010 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğu, 05.07.2006 varide tarihli bildirgedeki muhtar onayı 2926 sayılı Yasa kapsamında tescil edildiği ve bu Yasa kapsamında 01.09.2006 tarihinden beri sigortalı olarak kabul edildiği, 01.10.1997 – 23.06.1999 tarihleri arasında aralıksız olarak 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde “ Bu Kanun"a göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanun"a göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum"a yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982 – 04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir. Aynı şekilde 08.05.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun"un Geçici 8. maddesinde, “ Bu Kanun"un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun"un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun"un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun"un yürürlük tarihi ile 04.10.2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir.
Somut olayda; davacının vergi kaydı gereğince zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde, 1479 sayılı Kanun"un Geçici 18. maddesinde ve 5510 sayılı Kanun"un Geçici 8. maddesinde belirtilen sürede, zorunlu ... sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebi ya da davalı Kurum tarafından yapılan tescili bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve anılan Yasa maddeleri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.