10. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4620 Karar No: 2018/4170 Karar Tarihi: 26.4.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4620 Esas 2018/4170 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2017/4620 E. , 2018/4170 K.
"İçtihat Metni"
......
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece uyulan bozma ilamında "...26.4.2002 tarihinde ....-... özel bina inşaat ünvanlı işyerinde çalışan sigortalının, inşaatın dış cephe sıva işinde çalışırken inşaatın yakınından geçen elektrik enerji nakil hattına ait tellere kullandığı alüminyum mastarı değdirmesi sonucu elektrik çarparak 3. kat balkondan zemine düşerek vefat ettiği olaya ilişkin hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalı yapı işi sahibi davalılar ... ve ...... %35, yapı işinin ilk sahibi ... %35, sigortalı kazazede . .... %30 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, Mahkemece, asıl ve birleşen davalar yönünden davalılar .... ve ... yönünden hüküm kurulduğu, birleşen dosya davalısı ... yönünden hüküm kurulmaksızın karar verildiği....Mahkemece, 2012/35 esas sayılı dosyada taraf olmayan Mehmet ve ... yönünden hüküm kurulması, dosyada taraf olan ... yönünden hüküm kurulmaması hatalıdır. Bu bağlamda, kararın infazı kabil bir hüküm içermediği yönü gözetilerek, birleşen dosyada taraf olan ... yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilen unsurları içeren, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösterir, infazda tereddüde yol açmayacak bir hüküm oluşturularak karar verilmesi gerektiği" belirtilmiştir. ./..
Mahkemece, birleşen dosya davalısı ... yönünden hüküm kurulması isabetli ise de asıl dava yönünden bozma kapsamında kesinleştiği belirtilerek hüküm kurulmaması hatalı olup, önceki bozma ilamları ve 506 sayılı Kanunun 10. maddesi gözetilerek asıl ve birleşen dosyalar yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilen unsurları içeren, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösterir, infazda tereddüde yol açmayacak şekilde bir hüküm oluşturularak karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 26.4.2018 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.