Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/5852 Esas 2017/8278 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5852
Karar No: 2017/8278
Karar Tarihi: 09.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/5852 Esas 2017/8278 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/5852 E.  ,  2017/8278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 28.04.2014 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, 876 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının kadastro yolunu kapatarak tarlasına gidişini ve ... yapmasını engellediğini ileri sürerek yola elatmasının önlenmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazın babası... adına kayıtlı olması nedeniyle husumetin kendisine yöneltilemeyeceğini, kadastro yolunun henüz açılmadığını, kadastronunu ayırdığı yola bir müdahalesinin de olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalı temyize getirmiştir.
    HMK"nun 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyundırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    HMK 294. maddesi uyarınca hüküm yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karardır. Hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkca yazılmalıdır. Hüküm fıkrası çok açık ve infazı mümkün olmalıdır.
    Somut olaya gelince; dava yola elatmanın önlenemsi istemine ilişkindir. Mahkemece, "davanın kabulüne, dava konusu yerdeki yol üzerindeki 5 metre uzunluğunda, 1 metre yüksekliğindeki çitin çekilmesi suretiyle davalı tarafca yapılan müdahalenen menine" dair hükmün bu haliyle infazının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonucu fen bilirkişi tarafından çekişmeli yeri gösteren ölçekli kroki çizilmemiş, sadece fotoğraflar üzerinden dava konusu yerin gösterilmesi ile yetinilmiştir. Bu şekilde kurulan hüküm infaza elverişli ve yeterli değildir. Mahkemece fen bilirkişiye dava konusu yerin niteliği, ölçüleri ve ne şekilde el atıldığını gösterin, keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli ölçekli kroki çizdirilerek, infaza elverişli bir hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde ve yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.